Liseye ilk başladığım yıllardı. Bundan 4 yıl önce. Aşırı agresif yanım olduğundan hiçbir erkekle konuşmazdım yanıma geleni sert bir şekilde kovardım. Ergenlik diyelim birazda.. Tek bir arkadaşım vardı onun zoruyla aşağı kata inmiştim bir gün. Hani birinin size baktığını hissedersiniz ya bende öyle bir durumdaydım izlendiğimi hissediyordum. Kafamı kaldırdığımda 1.katta bana gözünü kırpmadan bakan iki çift gözle karşılaştım. Bana gülümsüyordu. Bembeyaz teni, küçük çekik gözleri, dolgun saçlı hafif afilli ee birazda havalı bir tiple karşı karşıyaydım. Sinirim bozuldu çünkü şunu biliyordum bu tip erkekler kızlarla sadece 1 hafta takılırdı. Arkadaşıma ona çaktırmadan durumu anlattıktan sonra sınıfımın ordakı merdivene gidip oturdum. Çok geçmeden beyaz surat gelmişti. Bu ona taktığım addı. Yanıma geldi "biraz konuşabilir miyiz" dedi. "hayır" dedim. "ya lütfen biraz konuşalım" diyince sert bir şekilde "konuşmak istemiyorum anlamıyo musun bi çekil" dedim. Bana öyle bir bakış attı kii. Öyle şaşırdı kii. Sanki ilk defa bir kız tarafından reddediliyormuş gibi. Öyleydide. Onu ilk reddeden kızdım bunu sonradan öğrendim. Her neyse fazla uzatmayayım çünkü anlatılacak 3,5 sene var daha.. Sınıfa gittim. Derslerim çok iyiydi. Hiçbir şekiide dersi dinlememezlik yapmazdım. Ama derste bir an beyaz suratı düşünürken buldum kendimi. Berbat hissediyordum. Tenefüse çıktım onunla karşılaştım. Bi hafta iki hafta derken ben beyaz suratı sürekli görüyor ve sürekli onu düşünüyordum. O zamanlar siyah kaplı bir defterim vardı içimi hep oraya dökerdim. Oraya onu anlatmaya başladım. Gün geçtikçe içim içime sığmıyordu. Adını soyadını ve birçok şeyi öğrenmeye başladım. Ama gidip konuşamazdım da. Gururum vardı. Bir gün bir kağıt aldım elime ve yazmaya başladım tüm hissettiklerimi duygularımı düşüncelerimi her şeyi.. Tabiki de adımı ve kim olduğumu yazmadım. x şahıs yazdım en alt satıra ve arkadaşımın arkadaşına verdim bunu ona götür ama benim olduğumu söyleme lütfen dedim. Zaten ne kız beni tanıyordu ne de ben onu. O götürürken bende birşey olmamış sanki ben değilmişim gibi koridorda etrafı izliyordum. Vee evet mektubum yerine ulaşmıştı ve iki çift çekik göz her satırı hızlıca tam karşımda okuyordu. 5 dk sonra cebine koydu kağıdı ve sınıfına girdi. İki gün sonra tekrar bir kağıt yolladım. Ve iki gün sonra yine.. Artık iyice merak ediyordu hissediyordum. Ama benim olmadığımı bildiği için rahattım. Ama bir gün. Bahçede yürürken koluma bir kız dokundu "pardon Eda sen misin" dedi "evet benim ne oldu" dedim.. "Soner seninle konuşmak istiyor" dedi. O an kalbim duracaktı. "hayıır" dedim. Ama 10 dk sonra kendimi Sonein yanında buldum. Kağıdı yollayan kızı 3. defasında sıkıştırıp sormuş o da adımı bilmediğimi söylemiş, öyleyse göster diyince kızda beni göstermiş. Tabi bunları somradan öğreniyorum. Neyseeee.. İlk defa konuşacaktım. Yazmak kolay oluyordu ama yüz yüze çok farklıydı.. Yazdıklarım çok hoşuna gitmiş daha önce hiç bu kadar güzel şeyler duymamış. Ben ise o gün onu tekrar reddettim. Çünkü benimie sadece 1 hafta çıkardı biliyodum. Çünkü adımdan başka birşey bilmiyordu. Görüntümü beğenmişti bu kadar. Ben ise onu o kadar gözlemleyip araştırmıştım kii, alnımın akıyla evet hoşlanıyorum diyebilirdim ama o diyemezdi. İyikide.. Neden iyiki dediğimi anlayacaksınız. Velhasıl kelam böyle bir sene geçti ne buluştuk bir daha okulda ne görüştük. Arada sosyal ağda uzun uzun mesajlar gönderiyordum çoğuna cevap bile alamıyordum. Her önüne gelenle çıkan, herkesle konuşan bu çocuk benimle ne çıkıyordu, ne de çıkıyordu. Yakın arkadaşları sürekli neden çıkmadığını sorduğunda da var bir bildiğim diyordu. 2. seneye girmiştim tek başıma o yoktu. Ben 10.sınıf o 12.sınıf olmuştu. Yakın arkadaşımla çıkmaya başladı. Bir ton darbe.. O sıralar da bana "eda sen çok iyisin ben seni kirletemem" diyordu. O an hep kötü biri olmayı diliyordum. Anlayamıyordum. Bana karşı duyguları vardı ama onu hep birşey durduruyordu. 11.sınıftayım. O üni 1de, başka şehirde. Yokluğu çok koyuyordu. Deli gibi arıyodum bazı zamanlar hasreti içimi kemiriyordu. Artık konuşabiliyorduk. Konuşmalarımız hep şiir gibiydi. Bizden başkası anlamıyordu. Farklıydık. Onu sevdiğimi öylesine hissediyorduki. Ama yinede tam olarak bana gelmiyordu. 12.sınıf oldum. O üni 2. Eskisi gibi değildim, durulmuştum. Solmuştum. Tükenmiştim.. Bitmek bilmeyen bir oyunun içindeydim. Ne kazanıyordum ne de kaybediyordum. Belirsizlik o kadar berbat birşeydi ki. Her gece onu unutmak için Allaha yalvarıyordum. Neyini sevmiştim ki? Ne bir gün elini tutabilmiştim ne de başka birşey. Ama gerçek sevgi benimkiydi. 12 sınıf şubat ayı. Sonerle buluşmaya karar verdik. Bi kafede sözleştik. O da tatile gelmişti. Bende dershane çıkışı kafeye gidecektim. 6 saat boyunca hiçbir dersi dinlemedim. Nasıl dinlerim. 3.5 senedir hayal ettiğim şeye kavuşacaktım. O kafeye giderken kalp krizi geçirip ona kavuşamadan ölücem diye o kadar korktum ki.. Vee işte o an. Kafenin bi köşesinde oturmuş beni bekliyordu. Yanına gittim. Merhaba dedim selamlaştık. Üzerimi çıkatıp oturdum karşısına. Bu müthişti! Konuşmaya başladık. Ben pek konuşmuyordum. Çünkü 3.5 sene boyunca sadece ben konuşmuştum. Şimdi sıra ondaydı. Ve başladı.. "ilk zamanlar senin yanına geldiğimde hatırlıyorsun değil mi? sana dik dik bakıyordum. o gün yakın arkadaşım ebru yanıma geldi. sana bir kız göstereceğim onunla çıkarsann sana iki paket parliament dedi. bende göstermen yeterli demiştim o zamanlar. çünkü seninle o an çıkacağımdan emindim. ama ebru çıkamazsın dedı. neden diye sordum. o kızda farklı birşey var, o kızın bakışları farklı. o kızla çıkamazsın, 2 hafta bile çıkamazsın dedii. Bende hayır diyip senin yanına gelmiştim gerisini biliyorsun reddedildim. İYİKİ EDA.. iyiki o gün kabul etmedin. o g ün iki paket sigara kazanacaktım evet ama ben onu kendimde alırdım. ama eda, ben senin gibi birini kazandım. Eda ben kimseye güvenmedim şu zamana kadar ama sana o kadar güveniyorum kii.. Ailemle şu zamana kadar kimseyi tanıştırmayı düşünmedim. Ama seni düşünüyorum eda. Evlenirsem bir seninle evlenirim eda.. Ben şu zamana kadar seninle çıkardım gayet güzelsin ama kirletmek istemedim. Korktum eda, sana deli gibi aşık olmaktan korktum. Ben koca bir korkağım eda.." gözlerim dolmuştu. yutkunamıyordum. bütün sorularımın cevabını biliyordum atık. ne mutluydum ne de mutsuz.. o kafede 3 saat oturduk. Karşılıklı susuşlarımız oldu birbirimize bakınca gülüşlerimiz. Kafeden çıktık kapıda koluna girmemi istedi. Girdim. İlk defa dokunuyodum. İlk defa aynı yolda birlikte yürüyorduk. İlk defa adım atışlarımız aynıydı. İlk defa yan yanaydık. İlk defa sokakla bizi birlikte görüyordu. Karşı tarafa geçelim dedi. Geçtik. Bi an kolumdan sıyrılıp bi çiçekçi dükkanına girdi, bir adet gülle geri döndü. İlk aldığım hediye. İlk gülüm. İlk sevincim. İlk şaşkınlığım. Biraz daha yürüdük. O gece tokata geri dönecekti saat 10a biletini almıştı. "Burada duralım ben arkadaşlarla vedalaşıp eve gideyim saat geliyor" dedi. Tamam dedim. Durduk bi an karşı karşıya baktık birbirimize vedalaştık. Arkamızı döndük tam giderken "EDAA!" dedi. Arkamı döndüm. "EDA, BU BİR VEDA DEĞİL BU BİR BAŞLANGIÇ SAKIN UNUTMA, HOŞÇAKAL" dedi.. Şimdi okuyanlar merak ediyordur. Yahu şimdi bunlar mutludur, bu denilenlerden sonra. Keşke tahmin ettiğiniz şeyleri yazabilseydim ama.. Neyse.. Eve geldim bir tuhaftım. İki hafta oldu mesaj yok.. Ben attım normal konuştuk. Sonra benimle saçma konuşmaya başladı kankasıymışım gibi burda tanımlayamayacağım kadar değişik. Taak etti canıma bi gün gece sabaha kadar düşündüm. Bitirmeye karar verdim. Yazmaya başladım. En ağırından, en zoruna gidecek şeyleri. Okudu. Anında cevap. Bir daha görüşmemek üzeree.. Engelledim. 2 ay boyunca yazmadım. Üni sınavına hazırlanıyordum o sıra kafamı veremıyordum, berbattım. Ama yazmayacaktım bir daha ne olursa olsun. Tekrar başa dönmeyecektim kararlıydım. Ama bi gün kendini belli eden hareketler. Gece 3. Onun uyku problemi vardı, bende ders çalışırdım o saatlere kadar. Telefonuma bildirim gelmeye başladı. İnstagramda gecenin bir vakti fotoğraflarımı beğenmeye başladı. Bende beğendim. O da beğendi. İçim yanmaya başladı. Engeli kaldırıp "hayır dedim yapma bunu bana".. Soner bitikti.. O mesajım onu o kadar kinlendirmişti ki. o kadar kızgındı ki bana. Nefret kusuyordu her mesajında. "eda ben 3 sene sonra sana geldim, sen gittin ve bende bittim" diyordu.. artık hiçbir şey eskisi gibi o kafedeki gibi olmayacaktı. ağır konuştu. ama haklıydım. ve "Ben seni 3 sene bekledim hiç gelmedin, bekledim yinede, sen ise beni 2 ay bekleyemedin" dedim. Yine kızdı kükredi. sustuk.. 3 hafta konuşmadık. Kötüydüm. Ağlarken onu aradım. Dayanamazdı ağlamama.. Tamam dedi ağlama güldürdü beni komik şeyler diyerek.. Tekra konuşmaya başladık ama içindeki o öfke gitmiyordu. Sürekli "ben heşeyimle sana gelmiştim eda nasıl gidersin" diyordu. haklıydım, yorulmuştum. ama anlamak istemiyordu. Sonra mesaj atmadım. Bir kerede ilk o atsın dedim. Atmadı aylar geçti. En son eda şu şarkıyı dinle misin dedi ve sustu.. susuş o susuş.. 1.5 aydı konuşmuyoruz. Seviyor muyum? Aklımdan çıkmıyor ki be.. Onun yüzünden bu sene üniyi kazanamadım. Hemşirelik istiyodum ama olmadı. Şimdi tekrar çalışıyorum. 2 haftadır telefon kullanmıyorum, yalnız kalmak istiyorum. Arkadaş desen yok zaten. Ve bu aralar hasreti ahada şuramı yakmaya başladı.. Bende kendimi buralarda buldum. Bu son yakışmadı be bize..