Canım bu konuda haklı olabilirsin. Bu yaşlarda anne-baba davranışları kadar büyükanne-büyükbaba davranışlarının da tutarlı olması gerekiyormuş.
2 yaş sendromu; çocuklarda yaklaşık 1,5 yaşında başlayarak 3,5yaşına kadar devam eden oldukça zorlu bir dönemdir. Bu dönemde çocuk daha saldırgan ve inatçı tavırlar sergileyebilir. Hemen her ebeveyn bu süreçte çocuğundaki değişmeleri anlamlandıramamakta ve bu durumu açıklayacak farklı nedenler aramaktadır. Oysa neden çok basit ve doğaldır: Çocuklar 1 yaşından sonra çevresindeki her şeyle daha çok bağlantı kurar ve adeta keşif yapmaya başlarlar. Kendilerini ve isteklerini çevrelerindeki herkese kabul ettirme çabası içinde oldukları bu dönemde aslında birey olma yolunda ilk adımlarını attıkları için huysuz ve ısrarcı tavılar sergilemeleri son derece doğaldır. Çünkü 2 yaşına kadar anne ve babasına bağımlı yaşayan çocuk yürüme ve konuşmanın başlamasıyla kendini ifade etme yollarını aramaya başlar. Sosyalleşmenin bilinçli başlangıcı olarak da ifade edilebilen bu süreç işte bu arayış nedeniyle çocukların önemli ve hızlı davranış değişiklikleri göstermesine neden olur. Aslında birçok zaman da hiç farkında olmaksızın üstelik son derece iyi niyetle olsa da anne ve babaların davranışlarındaki tutarsızlıklar bu değişiklikleri artırmaktadır.
Yaklaşık 1,5-3,5 yaş aralığında yaşanan bu sürecin sendrom olarak anılmasının temel nedeni ise çocuğun kendini ve çevresini keşfetme çabaları karşında ailenin koyduğu bloklar nedeniyle çocuk ve ebeveynler arasında sık çatışmalar yaşanmasıdır.
Çocuklar bu dönemde sürekli ağlama, saldırgan davranışlar sergileme, eşyalarını paylaşmama aşırı inatlaşma, bağırma, elindeki nesneleri fırlatma, yemek yememe (iştahsızlık), ısrarcı olma gibi davranışlar sergileyebilirler. Daha aşırı boyutlarda saçlarına ve yüzüne zarar verme, başını duvara vurma ya da anne ve babasına saldırma gibi eğilimlerde de bulunabilirler.
Belli durumlar bu süreçte tetikleyicidir!
Genellikle ebeveynlerin engelleyici ve aşırı koruyucu davranışları(Aman dikkat kırarsın, aman dikkat dökersin, yapma, elleme), aileye yeni bir bebeğin gelmesi, tuvalet eğitimindeki baskıcı tavırlar, anne ve babanın birbirine şiddet uygulaması, yemek yeme, uyuma ve temizlik konusundaki ısrarcı tavırlar, çocuğun gün içinde enerjisini harcayamaması, belli nedenlerle (hastalık, iş yoğunluğu, ani kayıplar vs.) anne ve babanın çocuğa gösterdiği ilginin azalması bu sendromu daha zorlu hale getirecektir.
Nasıl Davranmalı?
Her şeyden önce ebeveynler bu durumun yaşanması gereken bir süreç olduğunu unutmamalıdır. Bu dönemde sabırlı ve tutarlı tavırlar sergilemek çocukların istendik davranışlar geliştirmesinde çok etkili olacaktır. Çünkü çocuklar gelişim süreçlerini tamamladıkça ebeveynlerinin davranışlarına ve vereceklerii eğitime alışacaklardır.
Çocuğunuz yeme konusunda direniyorsa yiyecekleri onun sevebileceği hale getirebilir, ona özgü yiyecekler yapabilirsiniz. Anlatmak istediklerinizi oyunlaştırmayı deneyebilirsiniz. Sizin istediğiniz davranışları sergilemediği zaman öfkeli davranmak yerine sabırlı ve sessiz bir duruş sergileyerek yanından uzaklaşabilirsiniz. Kendinize mutlaka zaman ayırmalısınız ki onun öfke patlamalarında güçlü durabilesiniz. Çünkü sizin moral bozukluğunuz da ona karşı olan davranışlarınızı ve sabrınızı etkileyecektir.
Dikkate alınması gereken bir konu da çocuğun öfkeli olduğu zamanlarda her istediğinin yapılmamasıdır. Unutmayınız ki sizin sakin tavrınız ve tutarlılığınız bu sürecin en kolay ve en sağlıklı atlatılmasını sağlayacak temel yöntem olacaktır. Eğer kendi başınıza bu sorunun üstesinden gelemeyeceğinize inanıyorsanız hiç tereddütsüz profesyonel bir psikolojik destek almayı denemelisiniz. Unutmayın ki bu dönem gelişim sürecinin olmazsa olmaz bir parçasıdır ve bu dönemde yapılan hatalar istenmeyen davranışların kalıcı hale gelmesini sağlayabilir.
Kaynak: Amerikan Derneği Yuvası Psikoloğundan alıntı.