Bende o çocuklardan biriydim. Henüz anaokulundayken eve fil alınacak diye tutturmuştum. Yemek yemeyi bırakmıştım. Beni binicilik kursuna yazdırmışlar. Kocaman atları görünce inadım kırılmış.
Büyürken evimizde iki kedi, dört hamster, koca bir akvaryum dolusu balık, bir muhabbet kuşu, bir tavşan, bir köpek, iki kaplumbağam vardı. Tabi ev bahçeliydi. Tüm çocukluğum boyunca kedilerle uyudum. Şuan tek başıma yaşıyorum, yine kedilerim var. Hiç bir zaman hastalanmadım.
Çocukların hayvanlarla büyümelerinin sorumluluk kazanmaları açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Her gün okuldan gelince bir saat hayvanlarımla ilgilenirdim. Bu bana çok şey kazandırdı.
Orta birde bir arkadaşımla bahçede oynuyorduk. Topumuz yan evin bahçesine kaçtı. Almaya gittiğimizde kocaman bir köpekle karşılaştık. Köpek yavrularını korumak için bize saldırdı. Arkadaşım koşarak kaçtı, ben hareketsiz kaldım. Köpek tabi ki arkadaşımı kovaladı. Şimdi bile metrelerce uzaktan bir kedinin veya köpeğin ne yapacağını anlayabilirim.
Uygun yaşa geldiklerinde çocuklara mutlaka evcil hayvan alınmalı diye düşünüyorum. Bazı doktorlar kedi köpek tüyüne karşı uyarabiliyorlar ama bunu gerçekten sağlığa dayanan nedenlerle mi yapıyorlar yoksa dini nedenlerle mi bunu bilmek lazım. Amerikada yada Avrupada bu tarz uyarılarla ülkemizdeki kadar çok karşılaşmazsınız.