2009 Mart Anneleri Paylaşım Alanı

hoşgeldin lıttle_suzy ...........inşallah canım bebeğini sağlıkla kucağına almayıda nasip eder Allahım....
 
ya ultrasyonda diğer tarafı gösterdi oradaki boşluğu ve normalde orda olur dedi ama önemli değili ağzından aldım.ben de bilmiyorum inşallah iyi olur herşey:CüvCüv::CüvCüv:

Mesela ultrasonda hep sağ taraftan baktı dedi ki sen şimdi sağda zannedersin ama ortada fakat bu açıdan daha net gözüküyor demişti.Belki seninkininde gözükme açısı ile durduğu yer farklıdır.Aman canımmmmmm orada sağlıkla dursunlarda nerde canları isterse orada olsunlar dimi ama hihoyyyt
 
existhunder bu pregnancy tickeri eklemeye calisiorum ama hep yanlis url diyor.bunlardan html olanini mi bbcode'u mu ezcode'u mu kopyalayacagız? kopyaladıktan sonra aynen yapıstırıcaz di mi hamilelik takvimi kısmına?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
14. GEBELİK HAFTASI (13+0, 13+6. GÜNLER)
(3. güncelleme) - Önceki versiyonu görmek için tıklayın>>
Gebelik haftanızı ve muhtemel doğum tarihinizi hesaplayın>>

İkinci Trimester'e hoşgeldiniz!

BU HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

İkinci trimester (ikinci üç aylık dönem) hamilelik döneminizde en çok rahat edeceğiniz dönemdir. Gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan şikayetlerin önemli bir kısmı kaybolmuş ve vücut gebeliğe uyum sağlamıştır. Yorgunluğunuz devam ediyorsa istirahat etmeye devam etmelisiniz.
Gebelik hormonlarınız bu gebelik haftasında artık maksimum seviyeye ulaşmışlardır ve daha fazla artış göstermezler. Bu da bulantılarınızın ve yorgunluk hissinizin kaybolacağı, kendinizi daha rahat hissedeceğiniz anlamına gelir.

Bu gebelik haftasından itibaren progesteron hormonunun etkisiyle tüm düz kaslarda oluşan genel gevşeme bağırsak hareketlerinin de azalmasına neden olacağından kabızlık şikayeti ortaya çıkabilir. Büyüyen rahiminizin kalın bağırsak üzerindeki baskısı da bu şikayeti artırabilir. Lifli besinlerden zengin beslenmeli, tuvalet ihtiyacınızı ertelememelisiniz.

Kabızlık şikayetiniz sizi çok rahatsız ederse doktorunuzun önerisine göre çeşitli ilaçları kullanabilirsiniz.
Pratik öneri: Bir anne adayı için en güzel kahvaltı: corn flakes (mısır gevreği) +yulaf ezmesi+süt+az miktarda şeker (süt yerine meyve suyu da olabilir). Bu karışım lif oranı yüksek (kabızlığa karşı oldukça etkili), B vitamininden zengin, süt kullanırsanız kalsiyum içeriği yüksek, meyve suyu kullanırsanız C vitamini içeriği yüksek bir karışımdır.

Bu gebelik haftasından itibaren göğüslerinizde ve karnınızdaki toplardamarların daha da genişlemiş olduğunu farkedebilirsiniz. Meme uçlarınız büyür ve rengi koyulaşmaya başlar. Meme dokusu emzirme için yapmaya başladığı hazırlıkları hızlandırmaktadır.


-------------------------------------------
DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM
Bu haftadan itibaren artık hamile olduğunuzu saklamanız zorlaşacak:). Bu konuda mutlaka bilmeniz gereken bir gerçek var. Aynı gebelik haftasında olan anne adaylarının dıştan bakıldığında görünümü birbirinden çok farklı olabilir. Bazı anne adaylarının karınları gebelik haftalarına göre daha büyük, bazılarının daha küçük görünebilir. Önemli olan ultrasonografi ölçümleridir. Büyüklerimiz bazı anne adaylarının arkadan görünüşlerine bakarak, karın şekillerini inceleyerek, hatta karınlarına dokunarak cinsiyet tahmini yaparlar ve siz anne adaylarının ultrasonografide size söylenenlere olan inançlarını bile sarsabilirler. Bazıları daha da ileriye giderek sizin ikiz gebeliğiniz olduğunu söyleyebilir. Biz de onlara saygı duyar ve bebeğinizin cinsiyetine ve bebek sayısına tekrar bakarız:))
Karnınızın şekliyle bebeğin cinsiyeti arasında bir bağlantı varsa da henüz bilim kitaplarına geçecek dayanaklar bulmamıştır. Yine eğer siz karnınızın gebelik haftasına göre daha farklı bir büyüklükte olduğunu düşünüyor olsanız bile ultrasonografi ölçümlerinin daha güvenilir olduğunu bilmelisiniz. Bazı bebekler içerideki yatış şekilleriyle dış görünümde aldanmalara neden olmaktadır. Yine sizin kilo alımınız, vücudunuzun sıvı durumu, karın kaslarınızın gerginliği ve birçok etken bu yanılsamaya katkıda bulunur. İlk gebeliği olan ve uzun boylu olan anne adaylarının "karınları daha geç çıkar".

Böyle olmasına rağmen, kendisine güvendiğim bir anne adayının anlattıkları ilginçtir: Efsaneye göre (belki de gerçekten) İstanbul'daki alışveriş merkezlerinden birinde çalışan bir bayan güvenlik görevlisi anne adaylarının güvenlik kontrollerini onların üstünü aramak şeklinde yapa yapa hamilelerin karın şekilleri, karınlarının kıvamları ve arama esnasında elleriyle hissettikleriyle bebeğin cinsiyeti arasındaki bağlantıyı tam olarak kurmuş durumdadır:)). İlgili güvenlik görevlisi her anne adayını kontrol ettikten sonra "oğlunuz (veya kızınız)" ve hatta "oğullarınız (veya kızlarınız)" hayırlı olsun" diyerek yaptığı %100'e varan doğru saptamalarla onları hayrete düşürmektedir!!


BU HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

Bebeğiniz bu haftadan itibaren solunum yapma çalışmalarına hız verir. Gözler ve kulaklar gelişimini sürdürmekte, boyun uzamaktadır. Bebeğin başı daha da hareketlenmiş ve çenesine yaslanmış sabit pozisyonundan kurtulmuştur. Bebeğiniz artık ellerini ve ayaklarını kendi isteğine göre serbestçe hareket ettirmektedir.

Bebeğinizin kalp atışları bu dönemde Doppler cihazı yardımıyla (dikkat: burada kastedilen doppler cihazı ultrasonografi incelemesinde kullanılan Doppler değil, kalp atışlarını karnınızdan duymaya yarayan ufak bir el aletidir) duyulabilir.

Daha önce doğum yapmış anne adayları tecrübeli olduklarından bebeklerinin hareketlerini bu haftanın sonuna doğru hissedebilirler. Ancak ilk gebeliğini yaşayan anne adayları bu haftalarda ısrarla hareketleri hissettiklerini söyleseler de aslında bu "hareketler" kendi bağırsaklarına aittir. Bu yanılgıyı yaşayan anne adayları "dün oynuyordu, bugün oynamadı" diye endişe duyabilirler. Hareketleri hissetmek için beklemeye devam etmelisiniz...

Bu hafta sonunda bebeğinizin boyu 10 cm. ve ağırlığı tam 45 gram! <<dikkat!!>>

HAFTANIN ÖNERİSİ
"İlaç kullanmak yerine bitkisel çözüm bulamaz mıyız?" Oldukça güncel bir soru, ancak yaklaşımda ufak bir hata var. Bitkiler sanıldığı gibi masum değildirler. Aslında şu anda bizlere tabletler, kapsüller, şuruplar ve iğneler şeklinde sunulan ilaçların hepsi zamanında bitkilerden elde edildi. Sonradan teknolojinin ilerlemesiyle etken madde keşfedildi ve sentetik olarak üretilmeye başlandı. Tıbbi bakış açısıyla aslında bitkiler (günlük tükettiğimiz sebze ve meyvelerden bahsetmiyoruz) ilaçlardan daha tehlikeli olabilir. Bir ilaç aldığımızda içindeki etken maddeyi ve dozunu net olarak biliriz. Bitkide ise birden fazla etken madde yan yana olabilir ve doz ayarlaması yapma imkanı yoktur. Bitkilerle tedaviye karşı olduğumuz anlamında anlaşılmamalı ancak gebelik ve bebek söz konusu olduğunda bir tedavi yapılacaksa farmakolojik yöntemle (onaylanmış ilaçlarla) yapılmalı şeklinde düşünüyoruz.
Bitki çayları... Masum gibi görünüyor, ancak hemen en belirgin örneği verelim: Sinameki çayı rahimde kasılmalara neden olabilen maddeler içermektedir! Buradan çıkarılması gereken sonuç, gebelik söz konusu olduğunda aktarlardan alınan veya yurtdışından getirtilen bitkisel çaylar ve ilaçlara tedavi veya destek için asla başvurulmaması gerektiği. Sürekli kullandığımız papatya, rezene, ıhlamur, adaçayı gibi bitkiler de dahil, tümünü mutlaka danışarak kullanmalıyız.

Son zamanlarda rahim içindeki bebeğin gelişimini desteklediği ısrarla söylenen çeşitli bitkisel ürünler ülkemizde de pazar edinmeye çalışmaktadır. Bu ürünlerin gebelikte kullanımıyla ilgili henüz yeterince çalışma yoktur.
 
Hamilelik Döneminde Bitkisel Çay Tüketimi ve Diğer İçecekler

Bitkisel çaylar her zamankinden daha fazla günlük hayatımıza girmiş durumdadır. Eskiden sadece aktarlardan alınabilen ve genellikle zahmetli işlemler sonrası hazırlanabilen bitkisel çaylar artık market raflarında poşetlerde kolay kullanıma hazır bir şekilde bizleri bekliyor.
Bitkisel çay dendiğinde aklımıza bunların aşırı kullanımında ciddi sorunlara yol açabileceği hiç gelmiyor, zira bitkileri her zaman ilaçlardan daha masum görüyoruz.


Gerçekte ise tam tersi geçerli:

Belli başlı bazı bitkisel çayların içinde bulunan etken maddeler özellikle çocuklarda ve hamile kadınlarda sorunlara neden olabilir. Eczaneden alınan ilaçların içerdikleri etken maddelerin her biri ve miktarları net olarak bilindiği halde bitkisel çaylar birden fazla etken madde içerebiliyor ve etken madde miktarının net olarak bilinmesi imkansızdır.

Hamilelik döneminde kadınların çoğu zencefil, ıhlamur, papatya, rezene, kuşburnu, normal çay, yeşil çay ve meyve çaylarını bulantı gidermek için (zencefil), sıvı ihtiyaçlarını gidermek için, sakinleştirici özelliklerinden faydalanmak için (rezene) veya lohusalık döneminde süt yapımını artırmak için (papatya, rezene, ısırgan otu çayları) kullanmaktadırlar. Bu sayılanlarda günlük miktar iki fincanı aşmadığı sürece sorun yok gibi görünmektedir.

Halbuki ismi masum gözüken ve bize aşina olan çeşitli bitki çayları, örneğin adaçayı, sinameki, fesleğen, keten tohumu, ahududu çayı gibi çaylar sıkça tüketildiğinde düşük yapma riskini, gebelikte kanama riskini ve rahim kasılmalarını artırarak erken doğum yapma riskini artırabilmektedir.

Ahududu çayının doğum kasılmalarını başlatıcı etkisi yüzyıllardan beri bilinmekte ve ebeler tarafından bu çay gecikmiş doğumları başlatmak için kullanılmaya devam etmektedir.

Bunlar yanında üçüncü bir grup bitki çayı ise artık hemen her markette rastlayabileceğimiz isimlerini az duyduğumuz veya hiç duymadıklarımız: Fesleğen, Biberiye, Lavanta, yaban mersini, sarı kanturon, melisa yaprağı, kediotu, oğul otu, aloe vera, karahindiba bunlara örnek verilebilir. Bu sayılan bitki çaylarının ortak özelliği gebelik döneminde kullanıldıklarında erken doğum, gebelikte kanama ve düşük riskini artırma olasılıklarının bulunması ve bu nedenle kesinlikle kullanılmaması gerektiğidir.

Bazı bitkilerin aşırı kullanımda sakat doğuma yol açtıklarına dair bazı bulgular bile mevcuttur.

Özet olarak hamilelik döneminde bitkisel çaylara masum gözüyle bakmak yerine günümüzde kullanılan ilaçların kökeninde bitkiler olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalı ve bitkisel çayları kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır.

Bitkiler her zaman masum değildir.&#8221;Bitkisel tedavi ilaç tedavisinden iyidir&#8221; düşüncesiyle aktarlardan içeriği ve ne işe yaradığı bilinmeyen bitkilerin alınması ve kullanılması ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bitkisel tedavi ancak bu konuda özel eğitim almış bir doktor tarafından yürütülebilir.

Hamilelik Döneminde Hangi İçecekler Güvenlidir?

Hamilelik döneminde en iyi tüketilecek sıvılar içme suyu, taze meyve suları ve süttür. Bunun yanında sıcak içecek olarak yine süt, sıcak çikolata, salep gibi içecekler tercih edilmelidir. Kolalı içecekler, çay, yeşil çay ve kahve kafein içerikleri nedeniyle günlük kullanımı maksimum iki birim (fincan veya bardak) ile sınırlanmalıdır.
Son zamanlarda sıklıkla reklamları yapılan enerji içeceklerinin içerdiği katkı maddeleri hamilelikte şeker metabolizmasını bozabileceğinden bu içeceklerden kesinlikle kaçınılmalıdır.
Alkol nörotoksik bir madde olarak gelişmekte olan bebeğin beyin hücrelerinin gelişimini engelleyen bir maddedir ve hamilelikte kesinlikle uzak durulmalıdır. Aşırı alkol tüketen toplumlarda çocuklardaki zeka geriliğinin en önemli nedeni anne adayının alkol kullanımıdır.
Diyet içecek ve gıdaların içeriğinde ve suni tatlandırıcılarda bulunan aspartam her ne kadar bebeğe zararlı bir madde olarak görülmese de (gebelikte ilaç kategorisi B, yani kullanımı uygun) tatlandırıcı olarak diğer maddeleri içeren diyet ürünlerden ve mümkünse tüm diyet ürünlerinden tümüyle uzak durulmalıdır.
Light süt ise yalnızca yağı azaltılmış bir ürün olduğundan kalsiyum kaynağı olarak gebelikte güvenle kullanılabilir.
Probiyotik bakteri içeren ürünler (probiyotik yoğurtlar) iyi huylu bu bakterilerin etkisiyle sindirimin kolaylaşmasını sağlar ve kabızlığı önlerler ve hamilelik döneminde de rahatlıkla kullanılabilirler.
Kefir eski bir ürün olsa dahi tıp literatürüne yeni girmeye başlamış bir içecektir. Masum bir içecek olduğu düşünülmekle beraber hamilelik döneminde kullanımı konusunda henüz yapılmış kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır.
 
KABIZLIK

Beslenme yoluyla alınan gıdalar tüm sindirim kanalı boyunca öğütülerek yapıtaşlarına ayrılmakta, bunlar arasından vücudun ihtiyacı olan maddeler kana geçmekte ve lif adı verilen ve daha fazla parçalanamadığından kana geçemeyen, vücut için o anda gereksiz olan veya zararlı olabilecek maddeler sindirim kanalının kalın bağırsak kısmına aktarılmaktadır. Kalın bağırsağa ulaşan bu maddelerin içerdikleri sıvı bağırsağın bu bölümünde kısmen kana geçmekte ve kalın bağırsakta ilerleme devam ettikçe dışkı adı verilen artıklardan oluşan madde son şeklini almaktadır. Dışkı kalın bağırsağın en son kısmında depolanmakta ve belli bir süre sonunda oluşan "dışkılama refleksi" insanın dışkılama ihtiyacı hissederek bu artıkları dışkılama yoluyla vücuttan atmasını sağlamaktadır.

Dışkılama işlevinin başlamasında dışkının yapısal özellikleri çok önemlidir. Lif ve sıvı içeriği uygun olmayan bir beslenme tarzı veya kalın bağırsak hareketlerinin bozulmasına neden olabilecek herhangi bir etken dışkılama işlevini olumsuz etkilemekte ve kabızlık adı verilen sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Özellikle kadınlar kabızlık şikayetini daha sık yaşamakla beraber bu sorun çoğu insanın hayatının belli bir döneminde yaşadığı ve alınacak basit önlemlerle kendiliğinden düzelme ihtimali yüksek bir sorundur.

Kabızlığın Tanımı

Genel olarak söylemek gerekirse, bir insan dışkılama esnasında zorlanıyorsa, yani bu işlevi uzun bir sürede ve efor sarf ederek gerçekleştiriyorsa bir kabızlık durumunun varlığından söz edilebilir. Öte yandan bir insanın bağırsaklarının normal şartlarda haftada en az üç kez boşalması kalın bağırsakların işlevlerini sağlıklı bir biçimde sürdürmeye devam etmeleri açısından önemlidir. Daha az sayıda dışkılama kalın bağırsağın son kısmında atılmadan bekleyen dışkının bir süre sonra sıvı içeriğinin giderek azalmasıyla sertleşmesine neden olmakta ve bu şekilde oluşan kitle daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir.

Dışkılama işlevleri incelendiğinde insanların yaklaşık %90'ının günde üç kez ile haftada üç kez arasında dışkılama işlevinde bulundukları görülmektedir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı'na başvuran kadınların yaklaşık %10'u kabızlık sorunu yaşadıklarını belirtmektedirler. Yaş ilerledikçe bu sorunu yaşama olasılığı daha da artar.

Kabızlığın Nedenleri

Kabızlık çok çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkabilen bir sorun olmakla beraber bu etkenlerin önemli bir kısmı selim tabiyatlıdır.

Bazı durumlarda kabızlık doğum kontrol hapı, demir ilacı, antidepresan (depresyon tedavisinde kullanılan ilaç), ağrı kesici, alüminyum ve kalsiyum içerikli antiasit (asit azaltıcı ilaç) mide ilaçları, uzun süreli laksatif (kabızlığı giderici) kullanımına bağlı meydana gelmektedir. Bu ilaçların doktor önerisiyle değiştirilmesi veya kesilmesi sorunu ortadan kaldırır.

Kabızlık sorunu yaşayan kadınların önemli bir kısmı liflerden zengin gıdalarla düzenli olarak beslendiklerinde, günlük sıvı alımlarını artırdıklarında ve günlük kısa mesafe yürüyüşleri şeklinde basit egzersizler uygulama alışkanlıkları edindiklerinde bu sorundan kurtulabilmektedir. Bazı durumlarda bu önlemlere ek olarak laksatif adı verilen dışkılamayı kolaylaştırıcı ilaçlara başvurulması gerekebilmektedir.

Bazı durumlar ise nedenin ortaya çıkarılması için ileri incelemelere başvurulmasını gerektirebilmektedir.

Aşağıdaki durumlar kabızlık sorunu yaşayan bir kadının İç Hastalıkları Uzmanına başvurmasını gerektirir:

Kabızlık sorununun basit önlemlere ve ilaç tedavisine cevap vermemesi
Dışkıda kan görülmesi
Dışkılamanın ileri derecede ağrılı olması
Kabızlık ve ishal ataklarının birbirini takip etmesi
Kabızlıkla beraber vücutta bir sorun olabileceğini düşündüren başka belirti ve bulguların olması
Bu tür durumlarda İç Hastalıkları Uzmanı yaptığı değerlendirme sonrası direkt tedaviye başlayabilir, bazı ileri incelemelerin yapılmasını isteyebilir veya bir Genel Cerrahi veya Gastroenteroloji Uzmanı muayenesi yapılmasını önerebilir.

Kabızlık Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Yukarıda belirtildiği gibi kabızlık çoğu durumda alınan basit önlemlerle giderilebilen bir sorundur. Bazı durumlarda ise laksatif adı verilen ağızdan alınan ilaçlar sorunun çözülmesinde oldukça faydalı olabilir.

Şu anda eczanelerde laksatif olarak kullanıma sunulmuş oldukça fazla sayıda ilaç vardır. Bu ilaçları temel olarak iki gruba ayırmak mümkündür: uyarıcı laksatifler ve mekanik laksatifler. Uyarıcı olanlar kalın bağırsağın hareketlerini uyararak kabızlığı gideren ilaçlardır. Bu ilaçlar kabızlık sorununu çözmede oldukça etkili olmalarına karşın belli bir süre sonunda bağırsağı bu maddelere karşı bağımlı hale getirerek "bağırsak tembelliğine" yol açabildiklerinden kısa süreli kullanılmaları gerekmektedir. Bu ilaçlar ayrıca bağırsak kramplarına ve fışkırır tarzda dışkılama gibi yan etkilere de neden olabilmektedirler.

Mekanik laksatifler ise kabızlık sorununu dışkının niteliklerini değiştirerek çözerler. Bu ilaçlar kalın bağırsağın doğal hareketlerini etkilemediklerinden yan etkileri daha azdır ve daha uzun süreli kullanılabilirler.

Diğer bir çözüm de lavman adı verilen uygulamalardır. Makattan kalın bağırsak içine verilerek uygulanan bu ilaçlar doktor önerisiyle belli aralıklarla uygulandıklarında özellikle uzun zamandan beri dışkılamanın gerçekleşemediği durumlarda oldukça etkili olabilirler.

Kabızlık Sorununu Daha Az Yaşamak İçin Neler Yapılabilir?

Dışkılama ihtiyacı uzun süreli ertelenmemelidir. Çoğu insan yemekten ve özellikle de kahvaltıdan yaklaşık 30 dakika sonra dışkılama ihtiyacı hisseder.

Düzenli egzersiz yapmak kalın bağırsak hareketlerinin düzenli olmasında son derece önemlidir.

Lifli gıdaların ve sıvı alımının artırılması dışkının yumuşak olması ve dışkılama refleksinin daha kolay uyanması açısından son derece önemlidir.

Dr.Kağan Kocatepe tarafından hazırlanmıştır.
 
existhunder bu pregnancy tickeri eklemeye calisiorum ama hep yanlis url diyor.bunlardan html olanini mi bbcode'u mu ezcode'u mu kopyalayacagız? kopyaladıktan sonra aynen yapıstırıcaz di mi hamilelik takvimi kısmına?

canım http ile başlıycak .png .gif veya .img ile biticek o kısmı kopyala yapıştır olacaktır.
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar belki daha erken ama doğum fiyatlarını ve hastane araştırmalarınızı yaptınız mı? Biliyorsunuz bütün hastaneler değişken bazıları sadece ceplerini düşünüyor bu tuzaklara düşmeden paylaşalım fiyat bilgilerini ne dersiniz ?:uhm:
 

Merhaba,bende de baş ağrıları var aynen yazdığın şekilde bir gün normal isem diğer gün çok şiddetli ağrı çekiyorum ama bunun vücudumda artan kan basıncıyla alakalı olduğunu okudum geçer inşallah.. ben doktora söyledim ama ilaç verme taraftarı olmadı başa çıkmak lazım galiba..:1shok:
 
yupiiieeee oldu:) cok sagol sekerimm:) ay cok mutlu oldum gozlerim doldu yine..

hamisligin en guzel yanı da bu; cok ufak seylerden inanılmaz etkileniyor insan..hele ki etrafta bu kadar ruhsuz insan varken bence bu cok buyuk bir luks kizlar..

ben beyazın fanta reklamında hep cok duygulanıyorum(beyaaz gonullerin kralı, o bir tabiat harikası..:)) 3 kisi benim icin o sekilde bagirsa heralde aglamaktan icim cıkar oracıkta:)

ee kizlar sizin boyle insanlara soylemeye utandiginiz acayip durumlariniz var mı?:)))
 
folik asiti ben de iciyorum,daha ne kadar kullanacagim hakkında birsey belirtmedi doktorum ama mantıken cok surmemesi lazım cunku okudugum kadarıyla folik asit bebegin tutunmasina yardımcı olması amacıyla veriliyor,bu yuzden de gebelik oncesinden baslatılıyor. ama tabi baska yararlari da varsa o ayri...

ayrıca zinco-c de (demir ve vitamin takviyesi)kullaniyorum folk asitle beraber
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bende önceleri folik asit kullanıyordum daha sonra doktorum folik asiti kesip yerine eleviti verdi ve sürekli bunu kullanacakmışım. Ayrıca 12. haftada demir takviyesi için başka bir ilaç daha verecekmiş
 
nasil anliyosunuz ya nerde oldugunu ben elledim anlamadim bisey

canim benimki anlasilmayacak gibi degil, bebek elime geliyor, sol tarafimda portakal gibi nerdeyse disardan gorulcek kadar cikiyor, gobusum yamuluyor sol taraf sivri duruyor:roflol: ama herzaman degil tabi arada oluyor, daha onceki haftalardada sol tarafimda bir yerde agri oluyordu, ultrasyonda tam o noktaya tutmustu doktor bebisim orda degilmi dedim evet dedi
 
cevaplar için sağolun kızlar.benim doktor durumdan dolayı atladı sanırım.ne zaman kontrole gitsem kanaman ne durumda ondan haber ver bana diyor.ağrılarım bile umrunda değil.
 
ben geldiiiiiiiiim, kızlar iyiki gitmişim doktora dünkü depresyondan eser kalmadı ağzım kulaklarımda dolaşıyorum. ilk defa karnımda bir bebeğin olduğuna inandım. bebek gibi görünüyordu, kafası kolları ayakları. aman bir taklalar attı soytarı. kalp atımını duyduğumda bile bu kadar tuhaf hissetmemiştim. Allahım sonuna kadar böyle sağlıklı olur inşallah.
11+1 görünüyor boyuna göre, 4,36 cm olmuş. haftaya perşembe veya cuma ikili test için gel dedi dr. şimdi cd yi izler izler sırıtırım ben.
Allahım cümle kullarına yaşatsın bu mutluluğu, şimdi böye acaba sağ salim kucağımıza aldığımızda neler hisssederiz?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…