- 20 Mart 2017
- 50
- 149
- 23
- 37
- Konu Sahibi ArzuSolmaz
- #1
Biraz uzun oldu ama hayata dair görüşlerimi değiştiren yaşadığım olayı anlatmak istedim.
Zorlu geçen normal doğumumdan 12 gün sonra aniden başlayan ve doğum sancısından daha şiddetli olan karın ağrısıyla gece 2de doğum yaptığım kadın doğum hastanesine gittim.
Ultrason muayenesi sonrası kadınsal olarak sıkıntının olmadığını batın sıkıntısı olduğunu söylediler ama tam olarak ağrının kaynağı ne anlayamadılar. Apandisit de değil dediler.
Ama ağrı şiddetlendi,yayıldı; zor geçen doğumda ağlamayan ben, bu karın ağrısından dolayı inleyerek ağlar oldum. Bulantı, kusma ve idrar kaçırma da başladı.
Benim gebeliğimi takip eden ve doğumumu yaptıran kadın doğum doktorumu aradım, genel cerrahların değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Doktorlar gelene kadar -Sabah 9 a kadar yani- kıvranmaya ve ağlamaya devam ettim.
Genel cerrahlar geldi; gaz olabilir dediler, böbrek sıkıntısı olabilir dediler, kesin konuşamıyorlardı. Çünkü kadın doğum hastanesi olduğundan tetkik yapamadılar. En son bir şey yok demeye başladılar. Ama ben ağrıdan kendimden geçmeye başlamışım. İnlemeler bağırmaya dönüşmüş.
Kadın doğum doktorum beni o halde görünce sağ olsun beni tetkik ve müdahale yapılabilecek bir hastaneye sevkimi sağladı.
Orada ilaçlı tomografide ince bağırsakta tıkanma olduğu ortaya çıktı ve acil ameliyata alındım. İnce bağırsağımdan 50cm alınmış.
Tam 24 saat boyunca resmen doğum sancısı hatta daha beteri ağrı çektikten sonra Allah'a şükür vaktinde ameliyata alınmışım yoksa hayati tehlike oluşacakmış.
Ağrının kaynağı ise bende doğuştan ince bağırsakta fıtık varmış (internal herniasyon) nadir bir durummuş, vücudum fıtığı nekroza çevirmiş. Nekroz ağrısıymış çektiğim. Yaptığım zorlu doğum bunu tetiklemiş olabilirmiş.
Kadın doğum doktorum çektiğim ağrının türünü bilmiş. Ve ben onun beni sevk etme çabaları sayesinde hayattayım, Allah ondan bin kere razı olsun.
Allah beni aileme, oğluma bağışladı. Şimdi her ne kadar karnımdaki dikişlerimden ötürü bebeğimi kucağımda çok tutamasam da, onu emziremesem de mutluyum.
Zorlu geçen normal doğumumdan 12 gün sonra aniden başlayan ve doğum sancısından daha şiddetli olan karın ağrısıyla gece 2de doğum yaptığım kadın doğum hastanesine gittim.
Ultrason muayenesi sonrası kadınsal olarak sıkıntının olmadığını batın sıkıntısı olduğunu söylediler ama tam olarak ağrının kaynağı ne anlayamadılar. Apandisit de değil dediler.
Ama ağrı şiddetlendi,yayıldı; zor geçen doğumda ağlamayan ben, bu karın ağrısından dolayı inleyerek ağlar oldum. Bulantı, kusma ve idrar kaçırma da başladı.
Benim gebeliğimi takip eden ve doğumumu yaptıran kadın doğum doktorumu aradım, genel cerrahların değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Doktorlar gelene kadar -Sabah 9 a kadar yani- kıvranmaya ve ağlamaya devam ettim.
Genel cerrahlar geldi; gaz olabilir dediler, böbrek sıkıntısı olabilir dediler, kesin konuşamıyorlardı. Çünkü kadın doğum hastanesi olduğundan tetkik yapamadılar. En son bir şey yok demeye başladılar. Ama ben ağrıdan kendimden geçmeye başlamışım. İnlemeler bağırmaya dönüşmüş.
Kadın doğum doktorum beni o halde görünce sağ olsun beni tetkik ve müdahale yapılabilecek bir hastaneye sevkimi sağladı.
Orada ilaçlı tomografide ince bağırsakta tıkanma olduğu ortaya çıktı ve acil ameliyata alındım. İnce bağırsağımdan 50cm alınmış.
Tam 24 saat boyunca resmen doğum sancısı hatta daha beteri ağrı çektikten sonra Allah'a şükür vaktinde ameliyata alınmışım yoksa hayati tehlike oluşacakmış.
Ağrının kaynağı ise bende doğuştan ince bağırsakta fıtık varmış (internal herniasyon) nadir bir durummuş, vücudum fıtığı nekroza çevirmiş. Nekroz ağrısıymış çektiğim. Yaptığım zorlu doğum bunu tetiklemiş olabilirmiş.
Kadın doğum doktorum çektiğim ağrının türünü bilmiş. Ve ben onun beni sevk etme çabaları sayesinde hayattayım, Allah ondan bin kere razı olsun.
Allah beni aileme, oğluma bağışladı. Şimdi her ne kadar karnımdaki dikişlerimden ötürü bebeğimi kucağımda çok tutamasam da, onu emziremesem de mutluyum.