Sivilce izlerini gidermekten cildi derinlemesine nemlendirmeye kadar, işte glikolik asidin beş faydası. Glikolik asit, yaygın olarak meyve asitleri olarak bilinen alfa-hidroksi grubu asitlerin bir parçasıdır. Öncelikle şeker kamışından elde edilir ve cilt için çeşitli faydaları olan doğal bir bileşen olarak kabul edilir. Harika bir nemlendirici ve cilt eksfoliantıdır. İşte glikolik asidin beş faydası.
Kollajen ve elastin, ciltte doğal olarak bulunan iki bileşendir. Elastin cilde genişleyebilirlik sağlayarak kırılmadan şekil değiştirmesine yardımcı olurken, kolajen cildi sıkılaştırarak dolgun ve pürüzsüz görünmesini sağlar. 30 yaşından sonra bu iki bileşenin üretimi azalır ve cilt sarkmaya başlar. Böylece, glikolik asidin harici kullanımı kolajen üretimini uyararak cildin genç ve sıkı görünmesine neden olur.
Glikozaminoglikanlar, cildimizdeki nemin bağlanmasından sorumlu öğütülmüş maddelerdir. Glikolik asit kullanımı cildi bu maddelerle doldurarak daha pürüzsüz ve dolgun görünmesini sağlar. Ciltte sürekli glikolik asit uygulaması da akne izlerinin görünümünü iyileştirdi.
Ölü cilt hücreleri, herkesin cildinin bir parçasıdır ve cilt gözeneklerindeki boşlukları doldurmamaları için çıkarılması gerekir. Glikolik asidin düzenli kullanımı, cildi eksfoliye ederek ölü cilt hücrelerini uzaklaştırır, taze ve sağlıklı bir ışıltı verir.
Cildin en üst tabakası sıklıkla parçalanarak cilde pürüzlü ve kuru bir görünüm verir. Bu da cildin donuk ve cansız görünmesine neden olur. Glikolik asit, cilt hücrelerindeki suyu geri kazandırarak cildin yumuşak ve sıkı görünmesini sağlar.
Kirlilik ve UV ışınları ve metabolik faktörler nedeniyle vücutta cilde zarar verebilecek birçok serbest radikal üretilir. Glikolik asit, serbest radikalleri ortadan kaldıran ve cilde dışarıdan zarar gelmesini önleyen antioksidan özelliklere sahiptir. Ancak düzenli egzersizle birlikte sağlıklı beslenme ve bol su alımı da cildin tazeliğini ve esnekliğini korumak kadar önemlidir. Glikolik asit içeren kremler ve jeller sadece süreci tamamlayabilir.
Genç bir görünüm verir
Kollajen ve elastin, ciltte doğal olarak bulunan iki bileşendir. Elastin cilde genişleyebilirlik sağlayarak kırılmadan şekil değiştirmesine yardımcı olurken, kolajen cildi sıkılaştırarak dolgun ve pürüzsüz görünmesini sağlar. 30 yaşından sonra bu iki bileşenin üretimi azalır ve cilt sarkmaya başlar. Böylece, glikolik asidin harici kullanımı kolajen üretimini uyararak cildin genç ve sıkı görünmesine neden olur.
Cildi pürüzsüzleştirir
Glikozaminoglikanlar, cildimizdeki nemin bağlanmasından sorumlu öğütülmüş maddelerdir. Glikolik asit kullanımı cildi bu maddelerle doldurarak daha pürüzsüz ve dolgun görünmesini sağlar. Ciltte sürekli glikolik asit uygulaması da akne izlerinin görünümünü iyileştirdi.
Cildi eksfoliye eder ve temizler
Ölü cilt hücreleri, herkesin cildinin bir parçasıdır ve cilt gözeneklerindeki boşlukları doldurmamaları için çıkarılması gerekir. Glikolik asidin düzenli kullanımı, cildi eksfoliye ederek ölü cilt hücrelerini uzaklaştırır, taze ve sağlıklı bir ışıltı verir.
Nemi geri kazandırır
Cildin en üst tabakası sıklıkla parçalanarak cilde pürüzlü ve kuru bir görünüm verir. Bu da cildin donuk ve cansız görünmesine neden olur. Glikolik asit, cilt hücrelerindeki suyu geri kazandırarak cildin yumuşak ve sıkı görünmesini sağlar.
Antioksidan özellikler
Kirlilik ve UV ışınları ve metabolik faktörler nedeniyle vücutta cilde zarar verebilecek birçok serbest radikal üretilir. Glikolik asit, serbest radikalleri ortadan kaldıran ve cilde dışarıdan zarar gelmesini önleyen antioksidan özelliklere sahiptir. Ancak düzenli egzersizle birlikte sağlıklı beslenme ve bol su alımı da cildin tazeliğini ve esnekliğini korumak kadar önemlidir. Glikolik asit içeren kremler ve jeller sadece süreci tamamlayabilir.