- 18 Ekim 2013
- 16.262
- 32.578
- 598
- 34
Büyük Bir Çarpıtma
Son zamanlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarihle yüzleşmek adı altında çok sıkça Tek parti, İsmet İnönü camileri kapattı. Camileri, depo, ahır, lokal, hatta tuvalet yaptı diyerek, bu iddiasını bazı belgelerle (!) kanıtlama yoluna gitmektedir.
Aslında bu iddia Türkiyede cumhuriyet düşmanı kesimin şehir efsanesi haline gelmiş yalanlarından ve çarpıtmalarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının neden çok sık bir şekilde bu iddiayı gündeme getirdiğini anlamak mümkün değildir (!)
Sayın Başbakanın 24 Nisan tarihli AKP grup toplantısında dile getirdiği bu iddiaya ben yaklaşık iki yıl önce piyasaya çıkan CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI, 2. KİTAP adlı eserimde çok ayrıntılı ve belgeli cevaplar vermiştim. (Bkz. Age, s.585-622) Anlaşılan Sayın Başbakanımız pek kitap okumadığından ve danışmanlarına çok inanıp güvendiğinden olsa gerek benim bu kitabımı da okumamış Eğer adı geçen kitabımı okumuş olsaydı şu gerçeklerle karşılaşacaktı:
Tek Parti Camileri Kapattı Yalanının Kökleri
CHP, Tek Parti, İsmet Paşa camileri kapattı yalanına 1966 yılında bizzat İsmet İnönü Benim dönemimde camiler kapatılmamıştır diye cevap vermiştir. Ama cumhuriyet tarihi yalancıları, yine bıkıp usanmadan bu yalanı sürdürmüşlerdir. Hatta şeriatçılığıyla ve kışkırtıcılığıyla ünlü dinci yazar Mehmet Şevket Eygi, 1966 yılında Yeni İstiklal gazetesinde vatandaşlara bir çağrıda bulunarak, "CHP döneminde yıkılan, satılan, kiraya verilen, depo ve müze yapılan camiler hakkında resim, yazı ve bilgi göndermelerini istemiştir. Gelen yazı ve resimlerin bir kısmı Yeni İstiklal gazetesinde yayınlanmıştır. Bu resimleri kimlerin nasıl çekip gönderdiği ise sır olarak kalmıştır. Mehmet Şevket Eygi, bu konuyu 2003 yılında "Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı" adıyla kitaplaştırmıştır. Kitabın başlığının altında ise "Kapatılan, satılan, yıkılan, kiraya verilen, depo yapılan, CHP ocağı, saz ve içki evi, spor kulübü lokali haline getirilen, müzeye dönüştürülen binlerce mâbedin hazin hikayesi" şeklinde bir ibare vardır. Yani, CHP, Tek Parti döneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta tuvalet yapıldı iddiasını ileri sürenlerin en büyük kanıtı, şeriatçılığı tescilli bir Atatürk ve cumhuriyet düşmanı olan Mehmet Şevki Eyginin yazdıkları ve söyledikleridir.
Bu temelsiz iddia, son zamanlarda, Cumhuriyeti ve değerlerini içselleştirememiş, bazı akademisyenlerce de dillendirilmeye başlanmıştır. Örneğin, Bugün gazetesinde yazan ve Habertürk tvde Tarihin Arka Odası Programında konuşan Doç. Dr. Erhan Afyoncu, 9 Mayıs 2010da Bugün gazetesinde yazdığı bir yazıda bu iddianın doğru olduğunu belirtmiştir.
Son dönemde, CHP camileri kapattı iddiasını en çok istismar eden AKPdir. Aslında kurulduğu günden bugüne AKP yetkilileri, her fırsatta bu iddiayı gündeme taşımaktadır. CHP, Tek Parti ve İsmet İnönü camileri kapattı, depo, ahır vs yaptı diye sızlanan AKPli yetkililerin din istismarı yaptıkları açık bir gerçektir. Örneğin, AKP Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son referandum konuşmalarında, Biz bunların tarihini, cemaziyelevve-llerini iyi biliriz. Bunların Anadolu topraklarında camileri nasıl ahır haline getirdiklerini iyi biliriz demiştir.
Daha sonra 24 Kasım 2010 tarihinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Camiler konusunda sabıkası vardır, hem de az buz değil dosyalar dolusu sabıkası vardır. Tek parti döneminde bir yığın cami kapatılmıştır, bir yığını satılmıştır, bir yığını yıkılmıştır, kiraya verilmiştir, depo yapılmıştır, ahır yapılmıştır, kışla yapılmıştır, hapishane olarak kullanılmıştır, sazlı, sözlü, içkili eğlence mekanı haline getirilmiştir demiştir.
Son olarak da 24 Nisan 2012de AKP grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tek parti CHP, İsmet İnönü camileri kapattı! demiştir.
CHP, Tek Parti, İsmet İnönü camileri kapattı iddiasını diline dolayan Başbakan ve Yardımcısının, Mehmet Şevket Eygiden fazlaca etkilendikleri anlaşılmaktadır.
Peki ama işin aslı nedir?
İsmet İnönü Bazı Camileri Kapatıp Depo Yaptı, Kapısına Kilit Vurdu! Peki Ama Neden?
Cumhuriyet tarihi yalancıları ve onların yalanlarıyla beslenen dinci partiler, öteden beri CHPye ve İsmet İnönüye saldırmak için Kafir İsmet İnönü camilere kilit vurdu. Etrafına asker dikti. Namaz kılmak için içeriye kimseyi sokturmadı. Camileri devamlı teftiş etti. Nöbetçilere, İçeriye kimseyi sokmuyorsunuz değil mi? diye sordu! biçiminde bir propagandayla, CHP ve İsmet İnönünün cami düşmanı olduğu yalanına neredeyse bütün Türkiyeyi inandırmışlardır.
Evet! Gerçekten de CHP ve İsmet İnönü, 1939-1946 arasında Türkiyedeki bazı camileri depo yapmış, bu camilerin kapısına kilit vurmuş, etrafına asker dikmiş ve bu camileri ibadete kapatmıştır! Burada sorulması gereken ama asla sorulmayan soru şudur: Ama neden? İsmet İnönü'yü camileri kapatmakla suçlayanların amacı İnönü'yü "cami düşmanı" göstermek olduğu için bu "ama neden" orusunu onlar asla sormaz, soramazlar.
Çünkü İsmet İnönünün bu davranışının nedeni cami düşmanlığı, din karşıtlığı değil; tam tersine dinine olan bağlılığı, tarihine olan saygısıdır.
Nasıl yani? dediğinizi duyar gibiyim!
Şöyle ki:
İsmet İnönü, II. Dünya Savaşının devam ettiği 1939-1946 yılları arasında, Türkiyeye yönelik muhtemel bir saldırıda, camilerin hedef alınmayacağını düşünerek, müzelerimizdeki tarihi ve dini değeri olan eserleri, zarar görmemeleri için, bazı camilere koydurarak koruma altına almıştır. Evet, İsmet İnönü, 1939-1946 arasında bazı camileri depo yapmıştır, ama bu depolar, Kutsal emanetler, Hz. Muhammedin sancağı, kılıcı, hırka-i saadeti, Hz. Osmanın kanlı Kuranı Kerimi gibi dinsel ve tarihsel değeri olan eşyaların deposudur. Örneğin, Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler, bu emanetlerle ilgilenen görevlilerle birlikte Niğdeye götürülerek, Niğdedeki bazı camilere konulmuştur. Dolayısıyla, Kutsal Emanetlerin bulunduğu bu cami depolar, ibadete kapatılmış ve kapısına kilit vurulup asker dikilmiştir. Çünkü İsmet İnönü, bu Kutsal Emanetlerin korunmasına çok büyük bir önem vermiştir.
Ayrıca İsmet İnünü, içinde kıymetli tarihi eserlerin saklandığı bu camilere çok iyi bakılmasını istemiştir. İsmet İnönü'nün isteği ile dönemin Hükümeti de bu konuda çok titiz davranmıştır. Örneğin, 21 Ağustos 1944 tarihli bir kararla, "Milli Saraylardan Divriği'deki Ulu Camiye korunması için konulan kıymetli eşya Caminin kubbeleri aktığı için korunamayacağından süratle Caminin tamiratının yapılması" istenmiştir. (Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Sayı:6061 , Dosya: 25945, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 213.448..18.)
Kıymetli tarihi eserler, Kurtuluş Savaşı yıllarında da yine bazı camilerde saklanmış, bu nedenle yine o camilerin kapısına kilit vurulup, kapısına nöbetçi dikilmiştir. Örneğin, 14 Haziran 1923 tarihli bir belgeye göre, "Kıymetli eşyanın olduğu camiyi bekleyen tabur ile kıta arasındaki haberleşmeyi sağlayan telefon hattının bozulduğundan" söz edilmiştir. (BCA, Sayı:6061, Dosya: 16714, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 159.115..14..)
Bu nedenle gerçek bir Müslümana düşen görev, bu davranışından dolayı İsmet İnönüyü kınamak değil, kutlamaktır.
http://sinanmeydan.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=393:babakana-cevap-veryorum-konu-tek-parti-atatuerk-noenue-menderes-ve-camiler&catid=62:yazlar&Itemid=228
Son zamanlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarihle yüzleşmek adı altında çok sıkça Tek parti, İsmet İnönü camileri kapattı. Camileri, depo, ahır, lokal, hatta tuvalet yaptı diyerek, bu iddiasını bazı belgelerle (!) kanıtlama yoluna gitmektedir.
Aslında bu iddia Türkiyede cumhuriyet düşmanı kesimin şehir efsanesi haline gelmiş yalanlarından ve çarpıtmalarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının neden çok sık bir şekilde bu iddiayı gündeme getirdiğini anlamak mümkün değildir (!)
Sayın Başbakanın 24 Nisan tarihli AKP grup toplantısında dile getirdiği bu iddiaya ben yaklaşık iki yıl önce piyasaya çıkan CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI, 2. KİTAP adlı eserimde çok ayrıntılı ve belgeli cevaplar vermiştim. (Bkz. Age, s.585-622) Anlaşılan Sayın Başbakanımız pek kitap okumadığından ve danışmanlarına çok inanıp güvendiğinden olsa gerek benim bu kitabımı da okumamış Eğer adı geçen kitabımı okumuş olsaydı şu gerçeklerle karşılaşacaktı:
Tek Parti Camileri Kapattı Yalanının Kökleri
CHP, Tek Parti, İsmet Paşa camileri kapattı yalanına 1966 yılında bizzat İsmet İnönü Benim dönemimde camiler kapatılmamıştır diye cevap vermiştir. Ama cumhuriyet tarihi yalancıları, yine bıkıp usanmadan bu yalanı sürdürmüşlerdir. Hatta şeriatçılığıyla ve kışkırtıcılığıyla ünlü dinci yazar Mehmet Şevket Eygi, 1966 yılında Yeni İstiklal gazetesinde vatandaşlara bir çağrıda bulunarak, "CHP döneminde yıkılan, satılan, kiraya verilen, depo ve müze yapılan camiler hakkında resim, yazı ve bilgi göndermelerini istemiştir. Gelen yazı ve resimlerin bir kısmı Yeni İstiklal gazetesinde yayınlanmıştır. Bu resimleri kimlerin nasıl çekip gönderdiği ise sır olarak kalmıştır. Mehmet Şevket Eygi, bu konuyu 2003 yılında "Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı" adıyla kitaplaştırmıştır. Kitabın başlığının altında ise "Kapatılan, satılan, yıkılan, kiraya verilen, depo yapılan, CHP ocağı, saz ve içki evi, spor kulübü lokali haline getirilen, müzeye dönüştürülen binlerce mâbedin hazin hikayesi" şeklinde bir ibare vardır. Yani, CHP, Tek Parti döneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta tuvalet yapıldı iddiasını ileri sürenlerin en büyük kanıtı, şeriatçılığı tescilli bir Atatürk ve cumhuriyet düşmanı olan Mehmet Şevki Eyginin yazdıkları ve söyledikleridir.
Bu temelsiz iddia, son zamanlarda, Cumhuriyeti ve değerlerini içselleştirememiş, bazı akademisyenlerce de dillendirilmeye başlanmıştır. Örneğin, Bugün gazetesinde yazan ve Habertürk tvde Tarihin Arka Odası Programında konuşan Doç. Dr. Erhan Afyoncu, 9 Mayıs 2010da Bugün gazetesinde yazdığı bir yazıda bu iddianın doğru olduğunu belirtmiştir.
Son dönemde, CHP camileri kapattı iddiasını en çok istismar eden AKPdir. Aslında kurulduğu günden bugüne AKP yetkilileri, her fırsatta bu iddiayı gündeme taşımaktadır. CHP, Tek Parti ve İsmet İnönü camileri kapattı, depo, ahır vs yaptı diye sızlanan AKPli yetkililerin din istismarı yaptıkları açık bir gerçektir. Örneğin, AKP Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son referandum konuşmalarında, Biz bunların tarihini, cemaziyelevve-llerini iyi biliriz. Bunların Anadolu topraklarında camileri nasıl ahır haline getirdiklerini iyi biliriz demiştir.
Daha sonra 24 Kasım 2010 tarihinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Camiler konusunda sabıkası vardır, hem de az buz değil dosyalar dolusu sabıkası vardır. Tek parti döneminde bir yığın cami kapatılmıştır, bir yığını satılmıştır, bir yığını yıkılmıştır, kiraya verilmiştir, depo yapılmıştır, ahır yapılmıştır, kışla yapılmıştır, hapishane olarak kullanılmıştır, sazlı, sözlü, içkili eğlence mekanı haline getirilmiştir demiştir.
Son olarak da 24 Nisan 2012de AKP grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tek parti CHP, İsmet İnönü camileri kapattı! demiştir.
CHP, Tek Parti, İsmet İnönü camileri kapattı iddiasını diline dolayan Başbakan ve Yardımcısının, Mehmet Şevket Eygiden fazlaca etkilendikleri anlaşılmaktadır.
Peki ama işin aslı nedir?
İsmet İnönü Bazı Camileri Kapatıp Depo Yaptı, Kapısına Kilit Vurdu! Peki Ama Neden?
Cumhuriyet tarihi yalancıları ve onların yalanlarıyla beslenen dinci partiler, öteden beri CHPye ve İsmet İnönüye saldırmak için Kafir İsmet İnönü camilere kilit vurdu. Etrafına asker dikti. Namaz kılmak için içeriye kimseyi sokturmadı. Camileri devamlı teftiş etti. Nöbetçilere, İçeriye kimseyi sokmuyorsunuz değil mi? diye sordu! biçiminde bir propagandayla, CHP ve İsmet İnönünün cami düşmanı olduğu yalanına neredeyse bütün Türkiyeyi inandırmışlardır.
Evet! Gerçekten de CHP ve İsmet İnönü, 1939-1946 arasında Türkiyedeki bazı camileri depo yapmış, bu camilerin kapısına kilit vurmuş, etrafına asker dikmiş ve bu camileri ibadete kapatmıştır! Burada sorulması gereken ama asla sorulmayan soru şudur: Ama neden? İsmet İnönü'yü camileri kapatmakla suçlayanların amacı İnönü'yü "cami düşmanı" göstermek olduğu için bu "ama neden" orusunu onlar asla sormaz, soramazlar.
Çünkü İsmet İnönünün bu davranışının nedeni cami düşmanlığı, din karşıtlığı değil; tam tersine dinine olan bağlılığı, tarihine olan saygısıdır.
Nasıl yani? dediğinizi duyar gibiyim!
Şöyle ki:
İsmet İnönü, II. Dünya Savaşının devam ettiği 1939-1946 yılları arasında, Türkiyeye yönelik muhtemel bir saldırıda, camilerin hedef alınmayacağını düşünerek, müzelerimizdeki tarihi ve dini değeri olan eserleri, zarar görmemeleri için, bazı camilere koydurarak koruma altına almıştır. Evet, İsmet İnönü, 1939-1946 arasında bazı camileri depo yapmıştır, ama bu depolar, Kutsal emanetler, Hz. Muhammedin sancağı, kılıcı, hırka-i saadeti, Hz. Osmanın kanlı Kuranı Kerimi gibi dinsel ve tarihsel değeri olan eşyaların deposudur. Örneğin, Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler, bu emanetlerle ilgilenen görevlilerle birlikte Niğdeye götürülerek, Niğdedeki bazı camilere konulmuştur. Dolayısıyla, Kutsal Emanetlerin bulunduğu bu cami depolar, ibadete kapatılmış ve kapısına kilit vurulup asker dikilmiştir. Çünkü İsmet İnönü, bu Kutsal Emanetlerin korunmasına çok büyük bir önem vermiştir.
Ayrıca İsmet İnünü, içinde kıymetli tarihi eserlerin saklandığı bu camilere çok iyi bakılmasını istemiştir. İsmet İnönü'nün isteği ile dönemin Hükümeti de bu konuda çok titiz davranmıştır. Örneğin, 21 Ağustos 1944 tarihli bir kararla, "Milli Saraylardan Divriği'deki Ulu Camiye korunması için konulan kıymetli eşya Caminin kubbeleri aktığı için korunamayacağından süratle Caminin tamiratının yapılması" istenmiştir. (Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Sayı:6061 , Dosya: 25945, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 213.448..18.)
Kıymetli tarihi eserler, Kurtuluş Savaşı yıllarında da yine bazı camilerde saklanmış, bu nedenle yine o camilerin kapısına kilit vurulup, kapısına nöbetçi dikilmiştir. Örneğin, 14 Haziran 1923 tarihli bir belgeye göre, "Kıymetli eşyanın olduğu camiyi bekleyen tabur ile kıta arasındaki haberleşmeyi sağlayan telefon hattının bozulduğundan" söz edilmiştir. (BCA, Sayı:6061, Dosya: 16714, Fon Kodu: 30..10.0.0, Yer No: 159.115..14..)
Bu nedenle gerçek bir Müslümana düşen görev, bu davranışından dolayı İsmet İnönüyü kınamak değil, kutlamaktır.
http://sinanmeydan.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=393:babakana-cevap-veryorum-konu-tek-parti-atatuerk-noenue-menderes-ve-camiler&catid=62:yazlar&Itemid=228