2009 temmuz annelerı icin faydalı bilgiler..

Rosem

****BİRİCİGİM***
Kayıtlı Üye
23 Eylül 2007
3.103
20
hanımlar ,hepımıze kolaylık olsun dıye bu baslıkta bugune kadar sizınle paylastıgım bilgılerı aktarayım ıstedım.hihoyyyt
sizlerde dogum ve sonrası ıcın, bebek bakımı vs. icin elinize gecen bılgılerı burada paylasırsanız cok sevınırım.yerimseniben
 
3. trimesterde, normal biyolojik değişkenliklerden ötürü gebelik yaşını saptamak zorlaşabilir. Yine de abdominal çevre, BPD, FL ve baş çevreleri ölçümleri yardımıyla bebeğin tahmini ağırlığı saptanabilmektedir

Bebeğin rahim içindeki gelişiminin değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılan parametreler :
. CRL (Crown-rump lenght): Popo ile baş tepesi arası uzunluk.
. BPD (Biparietal diameter): Başın enlilemesine çapı.
. HC (Head circumference): Baş çevresi.
. OFD (Occipitofrontal diameter): Başın uzunlamasına çapı.
. TCD (Transvers cerebellar diameter): Beyinciğin enlilemesine çapı.
. FL (Femur lenght): Uyluk kemiğinin uzunluğu.
. AC ( Abdominal circumference): Karın çevresi.
. Diğer: Ulna, Tibia, Humerus, Klavikula kemiklerinin uzunlukları ve her iki göz arası mesafenin ölçülmesi.
 
ıHTıYAC LıSTESı

KENDıNıZ ıÇıN NELER ALACAKSINIZ ?
• Kolay emzirmeyi sağlayan önü açık gecelikler
 • Emzirme sütyeni
 • Göğüs pedleri
 • ıç çamaşırları
 • Hijyenik pedler
 • Lohusa külodu
 • Göğüs koruyucular
 • Göğüs pompası
 • Emzirme sütyenleri
 • Göğüs koruması ve göğüs kremi
 • Emzirmek için yastık



BEBEK ıÇıN NELER ALACAKSINIZ?
 • Tulumlar
 • Bodyler
 • Temizleme havluları
 • Anakucağı 
 • Patik, eldiven, bere, çorap
 • Mendil, önlük
 • Hırka, yelek
 • Minik boy bebek bezleri
 • Battaniye
 • Biberon
 • Emzik
 • Toz mamalar
 • Önlük
 • Biberon ısıtıcısı
 • Biberon fırçası
 • Dişlik
 • Tırnak Makası
 • ılaç kaşığı
 • Vücut termometresi
 • Göbek bağı bandı
 • Burun aspiratörü
 • Islak mendil
 • Çocuk bezi
 • Kulak pamuğu
 • Pişik kremi
 • Şampuan, bebek sabun, bebek kremi
 • Küvet ve filesi
 • Bebek banyo süngeri
 • Banyo termometresi
 • Oyuncak
 • Başlıklı havlu
 • Mama tabağı ve kaşığı
 • Bebek bardağı
 • Babycook
 • Mama sandalyesi
 • Önlük


 



Anne Sütünü Arttıran Gıdalar

1 – Anne hamileyken ayva yerse,kan dolaşımına faydalı olur.
2 – Marul yemek, anne sütünü arttırır
3 – Nohut yemek, anne sütünü arttırır
4 – Bal şerbeti, tıkanan damarları açar,sütü arttırır
5 – Yoğurt, üzüm, hurma, kuru incir, doğum yapan kadınların vazgeçilmez gıdasıdır.Hurma ve bal, lohusalık yaralarının tedavisini kolaylaştırır.
6 – Mürver çiçeği, biberiya anne sütünü arttırır
7 – Çakal eriği ( dağ eriği ) suda kaynatılıp, günde 3 kere 1’er çay kaşığı içilir.( Kabızlık yapmaması için sinameki ilave edilir )
8 – Havuç tohumu, su ile kaynatılıp içilir
9 – Funda, su ile kaynatılıp içilir
10 – Rezene, su ile kaynatılıp içilir
11 – Anason, su ile kaynatılıp içilir
12 – Turp tohumu, su ile kaynatılıp içilir
13 – Isırgan otu, su ile kaynatılıp içilir
14 – Kırmızı mercimek, mısır unu, yulaf unu, kimyon, çorba yapılıp içilir.
15 –Turp, badem, tavuk eti, yerelması, şalgam, enginar, muz, elma
16 – Şalgam suyu, anne sütünü arttırır
17 – Adaçayı, anne sütünü arttırır
18 – Maydanoz, anne sütünü arttırır
19 – Süt düğümlenmesinden, tıkanmasından şişen , sertleşen memeye nane lapası konursa tıkanıklığı giderir,şişi indirir
20 – 2 yaşına kadar bebek emzirilir.Bu zaman içinde beyni çok gelişir.Beyin için gerekli olan gümüş iyonu, cevizde bol miktarda vardır.Anne çokça ceviz yerse, sütten bebeğe geçer.Bebek, hariçten yemeye başladığında da ceviz yedirmek gerekir.Cevizi bal, azıcık sirke ile macun yapıp yedirmek yan tesirini telafi eder.Anne de ceviz yiyince bal şerbetine sirke katıp içerse daha aydalı olur.
21 – Çörek otu, ılık bal şerbetiyle içilirse anne sütünü arttırır
22 – Antep fıstığı, anne sütünü arttırır.Fazlası baş ağrısı yapar.Şeker telafi eder
23 – Soğan, anne sütünü arttırır.Fazlası bebekte karın ağrısı yapar
24 – Kara lahana ( Karadenizlilerin çok sevdiği lahana ) yemek, yemeğini yemek, anne sütünü arttırır
25 – Enginar yemek, her türlü yemeğini yemek anne sütünü arttırır
26 – Ayva, balla pişirilip lapa olarak ğöğüse bağlanırsa süt yollarını açar.
TAVSİYE : Sütümüz olmuyor, az oluyor diye, bebekler suni gıdalara mahkum edlmemelidir.Siz de 26 formülden birini seçip, deneyebilirsiniz.Anne sütüyle beslenen bebek, hem gıdalanır, hem de anneye karşı olan sevg bağı artar
 
Krampları önlemek için;
Bol bol su için.
Hergün yürüyüş yapın.
Kalsiyumdan açısından zengin bir beslenme uygulayın. Günde en az 2 bardak süt, bir kase yoğurt ve bol peynir tüketin.
Egzersiz yaparak kan dolaşımı hızlandırın. Özellikle uyumadan önce 10 dakikalık küçük bacak egzersizleri yapın.
Bol meyve yiyin, özellikle muz ve kivi gibi potasyum açısından zengin meyveleri tüketin.
Yeşil yapraklı sebzeler ve baklagiller gibi magnezyum ve potasyum açısından zengin besinleri pişirin.
Balık, kırmızı ve beyaz et gibi mineralleri yüksek yiyecekleri alın.
Ayaklara ve baldırlara masaj yapın ya da yaptırın.
Uzun süre ayakta kalmayın ve çok uzun süre hareketsiz oturmayın.
Yüksek topuklu ayakkabı giyemeyin ve dar giysilerden kaçının.
Yatmadan önce duş alın.
Uyurken sol yanınıza yatın.
Alkol, kahve ve özellikle sigaradan uzak durun.
 
Son düzenleme:
Nasıl Emzirmeli ?
Bebeğe önce bir memenizi verin ve 10 dakika emzirin, sonra diğerini vererek 10 dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeyi, bebeğin en son emdiği göğüsten başlatın. Bebeğiniz, süt gereksinmesinin önemli bir bölümünü emzirmenin ilk bir kaç dakikasında alacaktır. Fakat, sütün devamlı oluşabilmesi için bebeğin her iki göğüsle de emzirilmesi şarttır. Meme verirken göğsünüzün bebeğin nefes almasını engellememesine dikkat edin. Emzirdiğiniz memeyi alttan destekleyerek biraz yukarı kaldırın. Bebeğiniz her ağladığında memeye tutuyorsanız ve kilo alımı normal ise yeterince besleniyor demektir.Bebeğiniz ne zaman acıkırsa o zaman emmek isteyecektir.  Bunuda size ağlıyarak belli edecektir.  Zaten bir süre sonra ağlama şekillerinden bebeğinizin ne istediğini anlar duruma geleceksiniz.  Günde 8 kez beslemek en normalidir. Bebekler genelde mideleri boş olarak 5 saatten fazla uyuyamazlar. Anne sütü ile beslenen bebekler ,anne sütü daha çabuk sindirildiği için mama ile beslenen bebeklere göre daha çabuk acıkırlar.

alıntıdır.
 
Son düzenleme:
Bebeği Emzirdikten Sonra
Her emzirmeden sonra ve gerekiyorsa emzirme sırasında bebeğinizin gaz çıkarmasını sağlayın. Bunun en kolay yolu, onu midesi omuzunuza değecek biçimde yatırmak ve hafifçe sırtına vurmaktır. Bebeğiniz gaz çıkarırken, emdiği sütün birazını da kusabileceğinden omuzunuza ufak bir havlu veya temiz bir bez parçası koymayı unutmayın. Bebeğinizi emzirdikten sonra meme uçlarınızı sıcak su ile silin. Sabun kullanmaktan kaçının. Meme uçlarının temiz havada tamamen kurumasını bekleyin. Sızabilecek sütü emmesi için sütyeninizin içine temiz bir tampon veya bez parçası koyun. Emzirmeye başladığınız ilk günlerde göğüs uçlarınız biraz acırsa hafif bir krem veya losyonla yumuşak bir biçimde ovun.
Emzirme anne ile bebek arasında yakın, sevgi dolu bir ilişki kurulmasına yardım eder. Anne duygusal olarak tatmin olur. Doğumdan sonraki yakın temas anne – bebek arasındaki ilişkinin gelişmesine yardım eder.Bebekler doğumdan hemen sonra annenin yanında kalırlarsa ve emzirilirlerse daha az ağlarlar.Emziren anneler bebeklerine daha şefkatli davranırlar. Uykusuz kalmaktan vb. daha az yakınırlar. Emziren annelerin çocuklarını terk etme ya da çocuklarına kötü davranma olasılığı emzirmeyen annelere göre daha azdır.Bazı çalışmalarda anne sütü ile beslenmenin bebeğin zeka gelişimine, entellektüel yapısına olumlu etki yaptığı bildirilmektedir. Yaşamın ilk haftalarında anne sütü ile beslenen düşük doğum tartılı bebekler yapay beslenen çocuklara göre ileri yaşlarda zeka testlerinde daha başarılı olurlar.

alıntıdır.
 
Son düzenleme:
saol canım bilgiler için çok iyi oldu bu sayfa devamını bekliyoruz
 
Biberonların Temizliği

Bebeğinizin beslenmesinde kullanılan tüm malzemeler sıcak suyla yıkanmalı ve ardından steril edilmelidir. Sterilizasyon üç şekilde yapılabilir;

1 ) Kaynatma: Büyük bir tencereye bol su konup kaynatılır. Su kaynadıktan sonra tüm malzemeler suya iyice daldırılarak 10 dakika kaynatılır.


2 ) Kimyasal malzemeler: Kapaklı bir kaba soğuk su koyup sterilizasyon sıvısını ya da tableti iyice karıştırın. Steril edeceğiniz malzemeleri suya iyice batırın. Biberonların içinde hava kabarcığı kalmamasına dikkat edin. 4-6 saat kadar malzemeleri suyun içinde bırakın. Çıkardıktan sonra kaynamış su ile iyice durulayın.


3) Elektrikli Sterilizatör: Bebeğinizin biberonlarını ve biberon emziklerini sterilize etmek için elektrikli sterilizatör de kullanabilirsiniz. Hem çok pratik, hem de çok hızlıdır.

Bulaşık makinesi biberonları steril etmek için yeterli değildir, sadece temizlemek için kullanılabilir.

Biberonla Beslemenin Avantajları

Emziren annenin mutlaka her öğün bebekle birlikte olması gerekir. Halbuki, biberon ile beslenen bebeklerde, bazı öğünlerde başka biri veya baba bu işi üstlenebilir.
Annenin sütünün yetersiz olması halinde sadece anne sütü ile beslenme kafi gelmeyebilir, ilave biberonla beslenme gerekebilir.
Bazen de tıbbi engellerden dolayı anne sütü ile beslenme imkansız hale gelebilir.
Emziren anneler için normal yaşama ve iş hayatına dönüş yavaş gerçekleşmektedir.
Emziren annelerde adet görme geciktiğinden, doğum kontrol önlemlerinin alınması da gecikmektedir.
Babalar , anne ve bebek arasında emzirmenin yarattığı özel ve yakın ilişkinin dışında kaldıklarından, bazen anne sütü ile beslenmeye karşı çıkabilmektedirler.

Bebeğin Biberonla Beslenmesi

Bebeğiniz için en ideali, anne sütüdür. Ancak eğer bebek anneden emmeyi reddediyorsa, anne sütü yeterli değilse, ya da anne çalışıyor ve bebeği emziremiyorsa, bebeği biberonla beslemek gerekir. Bebeğin biberonla beslenmesi gereken bir diğer durum da annenin ilaç almasıdır. İlacın etkisi anne sütüyle bebeğe de geçebileceği için annenin bu durumda emzirmesi sakıncalıdır.

Bebeği biberonla besleme kararını almadan önce bazı noktalar gözden geçirilmelidir.


Anne sütü ile emzirme ile başlanıp daha sonra biberonla beslenmeye geçilebilir. Ancak biberonla başlanıp daha sonra emzirmeye geçiş zor, bazen de mümkün olmayabilir. Çünkü annenin memeleri düzenli emzirilmediği takdirde bir süre sonra gereken miktarda süt sağlayamayabilir. Bu nedenle bebek beslenmeye emzirme ile başlanmalıdır. İstenildiği zaman emzirme durdurulup biberonla beslenmeye geçilebilir.
Ancak bebek için beslenme kadar önemli olan diğer bir husus ise beslenme anında annesi ile kuracağı sıkı duygusal bağ ve ikisinin arasındaki sevgidir. İstemeyerek meme vermektense, sevgi ile biberonu vermek bebek için çok daha yararlıdır.

Memeden Biberona Geçiş

Memeden biberona geçiş yavaş yavaş olmalıdır. Bebeği birden her öğünde biberonla beslemeye başlamak yerine her gün bir öğünü biberonla vererek bebeğinizi alıştırabilirsiniz. Anne sütünün miktarını azaltırken mamanın miktarını çoğaltmalısınız.

Emzirmeyi aniden kesmek sizin göğüslerinizde de rahatsızlanmaya sebep olabilir. Geçişi yavaş yavaş yapmak hem bebek için, hem de sizin için daha iyi olacaktır.
 
Bebeğiniz Hazır mı?



Bebeğinize katı yiyecek vermeye başladığınızda bebeğiniz anne sütünü daha az tüketecek anlamına gelir. Henüz sindirim sistemi gelişmediğinden, katı yiyecekler midesine zarar verebilir, alerjik reaksiyonlara ve geceleri uykusundan uyanmasına neden olabilir. Bu yüzden 4 ay bu tür yiyecekler için çok erkendir; uygun olan, bebeğiniz 6 aylıkken katı yiyeceklere başlamanızdır. Ayrıca, bebeğiniz doğduğunda verdiğiniz herhangi bir yiyeceği ağzına koyar koymaz diliyle tekrar dışarı çıkarma refleksine sahiptir. Bu refleks yaklaşık 4 ay boyunca devam eder. Bu nedenle de 4 aydan önce katı yiyecekleri ağzına almayacaktır.

Bebeğinizin katı yiyecekler için hazır olduğunu şu şekilde de anlayabilirsiniz: sık sık anne sütü ister ve daha çok süt için ağlar. Bazı bebekler geceleri sık uyanırlar. Ayrıca siz yemek yerken sizin tabağınızdakilere uzun uzun gözünü dikip bakar.

6-7 aylıkken bebeğiniz yardım olmadan oturmaya başlar, yiyeceklere yetişebilir ve dişleri çıkar, nesneleri tutabilir ve onları ağzına alabilir, işte bu dönemde bebeğinizi katı yiyeceklerle besleyebilirsiniz.

Bebeğiniz tatmadan ve yutmadan önce yeni yemeğine 8-10 kez süren sıklıklarla bakar, dokunur ve koklar. Bu nedenle, yapılması gereken en iyi şey, 3-5 günlük periyotlarla bebeğinize yeni yemeğini bir kez tanıtmanızdır. Bebekler en büyük taklitçi olduklarından sizin ifadelerinizi dikkatle izlerler.

Bebeğiniz rahat ve bildiği aktiviteleri yapmayı tercih ettiğinden, bebeğinizi beslenme saatlerinde yüksek bir sandalyede oturtup besleyin. Böylece sandalyeye oturduğunda beslenme saatinin geldiğini anlayacaktır.

Bebeğinizin yemeğini hazırlarken onun dikkatini çekmek için ve otururken onu sakin ve sessiz tutmak için aynı zamanda bebeğinizle konuşun ve hazırladığınız yemekleri ona da gösterin. Yemek yemesini eğlenceli bir aktivite haline getirmek için bebeğinizi yüzü dönük göz hizasında oturtun. Bebeğinizin ifadelerini ve davranışlarını izleyin. Bebekler artık yemek istemediklerinde bunu çeşitli şekillerde ifade ederler; örneğin, ellerini kaldırırlar, başka tarafa dönerler, kafalarını sallarlar ya da ağızlarını açmazlar.



İlk Yiyecekler




Zamanı geldiğinde, sütle beraber pirinç muhallebisine başlayabilirsiniz. Birkaç denemeden sonra bebeğiniz muhallebiyi istemediyse, birkaç hafta ara verin ve sonra tekrar deneyin. Yemeye başladıktan birkaç hafta sonra tek çeşit bir meyve ve sebzeye başlayabilirsiniz. Ezilip lapa haline getirilmiş muz, havuç veya patatesten yapılmış sebze püresi ya da elma, armut veya şeftaliden yapılmış meyve püresi verebilirsiniz. Bazı doktorlar önce meyveyle başlanmayı önerir, çünkü tatlıdır ve bebeğiniz de meyveyi daha çok kabul eder. Bazı doktorlar ise, öncelikli olarak sebzeyle başlamayı önerir, çünkü ilk olarak meyveye alışınca sebzeyi sevmeyebilir. Yeni bir yiyecekle tanıştıktan sonra 3-5 gün beklemeniz önemlidir, çünkü yiyeceğin bebeğinizde herhangi bir alerjik reaksiyona neden olup olmadığını kolayca fark edebilirsiniz.

Bütün bunları takip etmeniz sizi 2 aya kadar meşgul edecektir. Meyve ve sebzeye başlarken izlediğiniz yaklaşımın aynısını tek tip bir ete başlarken de uygulayabilirsiniz.



Parmak Biçimli Gıdalara Geçiş



Bebeğiniz mama sandalyesinde güzel bir şekilde oturuyorsa, kaşığını tutuyorsa, parmaklarını yemeğine sokup, parmaklarını yalıyorsa bebeğiniz artık kendi kendini besleyebilir demektir.

Bebeğiniz en az 7 aylık olunca, 2 ya da 4 dişi çıkmış olur, böylelikle ağızda çabukça dağılan ve boğulma tehlikesi olmayan parmak biçimli gıdalara geçebilirsiniz. Bebeğinize uygun parmak biçimli gıdalar; buharda haşlanmış brokoli çiçekleri, çubuk şeklinde doğranıp buharda haşlanmış havuç, buharda haşlanmış taze fasulye, muz parçaları, karpuz, elma, şeftali, armut parçaları, ekmek ve yağ, çubuk biçimli ekmek parçaları ve pidedir.

Bebeklerin çoğu parmak biçimli gıdalarla ilk kez karşılaştıklarında ağızlarını açmak istemezler ve bu doğal olarak gösterdikleri bir reflekstir. Çocuğunuza tehlikeli yiyecekler vermediğiniz sürece ve o da ilgili kaldığı sürece; yapacağınız en iyi şey bu konuda yavaş yavaş ilerleme kaydetmenizdir.

Bebeğiniz, bunları yemeyi başardıktan sonra dilimlenmiş muz, haşlanmış havuç ve patates, peynir, iyi pişmiş pasta, yağda pişmiş yumurtanın sarısı, haşlanmış ve küçük parçalara ayrılmış et gibi gıdaları vermeye başlayabilirsiniz.

Daha kolay yutması için yiyecekleri 1-1.50 cm olacak şekilde küçük parçalara ayırın. Dolaşarak yemek yemesine izin vermeyin, mama sandalyesine doğru bir şekilde oturtun.

Elinizden geldiğince bebeğinize belli bir yemek programı uygulamaya çalışın. Sabahları taze turunçgillerden bir meyve ve yoğurt, öğleden sonra turunçgillerden olmayan, protein içeren meyve, bebeğinizin bisküvi ve şeker gibi yiyeceklerden uzak tutmanızı sağlayacaktır. Beslenmeleri arasında düzenli bir şekilde bu meyvelerden verirseniz, bebeğinizin yemek için yeterli ihtiyacını karşılamış olursunuz. Bebeklerin ve çocukların aynı yemeği bir öğünde az, sonraki öğünde çok yemesi olağandır.

Bebeğin Masadaki Yiyeceklerle Tanışması



Bir sonraki adımda bebek yumuşak yumru yiyeceklerle tanışır. Bu yiyecekler küçük parçalar halinde ve az çiğnemeyle kolayca yutulan yiyecekler olmalıdır. Yiyecekleri kaşıkla ezerek ya da küçük parçalara bölerek bebeğinize verebilirsiniz (makarna, peynir, ezilmiş muz veya ezilmiş patates).

Bebeğiniz karışmış yiyecekleri sevmeyebilir, yoğurt ile meyveyi ayrı olarak yemeyi tercih edebilir. Bebeğinize farklı tercihler sunarken acele etmenizde fayda var, yeni bir yiyecekle beraber, ona benzer başka bir yiyeceği de verebilirsiniz. Bebeğiniz yeni bir yiyeceği denediğinde onu çiğnedikten sonra ağzından çıkarıyorsa, cesaretini kırmayın, belli bir süre sonra aynı yiyeceği tekrar vermeyi deneyin. Bebeğinizin yemek saatlerinde size katılmasına izin verin ve yemek yerken nasıl zevk aldığınızı gösterin. Böylece sizi taklit etmeye çalışacak ve yemek saatlerinden hoşlanmaya başlayacaktır.

Katı Besinlere Geçişte Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar



Katı yiyeceklere geçişte bebeğiniz yiyeceklere karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. İnek sütü, yumurtanın beyazı, balık, fıstık, turunçgiller bebekler yediğinde en çok alerjiye neden olan yiyeceklerdir. Bebeğinize yeni yiyecekleri yavaş yavaş tanıtmalı ve yeni bir yiyeceği vermeden önce 3-5 gün beklemelisiniz, böylece yeni maddelere karşı vücudu antikor üretebilir ve siz de olası reaksiyonları farkedebilirsiniz. Eğer ailenizde alerji sık görülen bir vakaysa o zaman daha çok dikkat etmeniz gerekir. Alerjik reaksiyonların belirtileri şöyledir:


Deride kurdeşenlere benzer kızarıklıklar ve lekeler
Yemesinin hemen ardından kusma
Yemekten birkaç saat sonra ishal
Dışkısında kan
Nefes almada zorluk

Bebeğinizi katı yiyeceklerle tanıştırırken nefes borusuna kolayca kaçabilecek aşağıdaki gıdalardan da kaçınmalısın
 
-6 Aylık Bebeğin Beslenmesi:
İlk 6 ay bebekler anne sütü ile beslenmelidir.

İlk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenen bebekler ishal, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklara, allerjik hastalıklara daha az yakalanırlar ve daha sağlıklı büyürler.

Bu aylarda anne sütü ile birlikte verilen ek besinler bebeğin emme gereksinimini azaltacağından anne sütünden yeterince yararlanmasını engeller.

Dört aydan önce bebeğinizin anne sütü dışında suya ya da başka sıvılara (bitkisel çaylar, meyve suyu, vb.) ihtiyacı yoktur.

Doğumdan sonra ilk günlerde salgılanan anne sütü çok besleyicidir.

Bebeğinizi sık sık (1-2 saat aralarla veya her ağladığında) emzirerek bu sütten faydalanmasını sağlayınız.

Anne sütü ile beslenen bebeklere 4. haftadan başlayarak D vitamini içeren damla ya da şurubu düzenli kullanınız.

Bebeğinizi emzirirken rahat bir pozisyonda oturunuz.

Bebeğinizin yalnız meme ucunu değil, meme ucu etrafındaki koyu renkli bölümü de kavramasına dikkat ediniz.

Göğüs uçlarında acıma, çatlak gibi durumlar görülebilir.

Böyle bir durumda bebeğinizi doğru teknikle emzirmeye devam ediniz. Göğüslerinizi kuru tutun , geçmezse doktorunuza başvurunuz.

Bebeğiniz bir meme ile beslenmiş ise bir sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. İki meme verilmişse bir sonraki öğüne son verilen taraftan başlanır.

Tüm annelerin sütü yararlıdır. Anne sütü ile beslenen bebekler her beslenmeden sonra kaka yapabilirler. Bu durum normaldir.

Emziren anneler her zaman sütyen giymelidir.

Bebeğinizi sık besleyiniz çünkü göğüslerin boşalması ile süt yapımı artar. Emzirmediğiniz durumlarda göğsünüzü elle sağarak veya süt pompası yardımıyla mutlaka boşaltın.

Bebeğin yeterince anne sütü aldığı , haftada en az 150 gr. kilo alması ve günde en az 6-7 kez bezini ıslatması ile anlaşılır.

Emziren anneler günde en az 2 su bardağı süt veya yoğurt tüketmeli , tüm besin gruplarından düzenli olarak yemelidir. Emziren anneler SİGARA İÇMEMELİDİRLER!!! Çay ve kahve içilmemeli veya az tüketilmelidir.

Çalışan anneler sütlerini sağarak saklayabilirler. Anne sütü oda ısısında 6 saat, buzdolabı rafında 24 saat, derin dondurucuda 6 ay değerini kaybetmeden bekletilebilir. Saklanan anne sütü hiç bir zaman kaynatılmamalıdır. Kullanmadan önce kavanoz sıcak suda bekletilerek ısıtılmalıdır.
 
Yenidoğanlar ve uyku
Doğum olayı sona erip, sıra hastaneden eve dönmeye geldi mi, anne-babaların çoğu bebeklerinin evde nasıl uyuyacağını merak etmeye başlarlar. Şunu bilmelisiniz ki, yenidoğanlar, kendilerini rahatsız edebilecek ses ve ışık uyaranlarını etkisiz kılacak bir doğal yetiye sahiptirler. Bu yetenek, kısa sürede alışkanlığa dönüşecektir. Biz hekimler, bir takım basit testlerle, bebeklerin bu yeteneklerini tespit ederiz. Örneğin, uyuyan bebeğin gözlerine fenerle kuvvetli bir ışık tutulması onun bir takım hareketler yapmasına neden olur. Aynı ışığı, kısa aralıklarla bir kaç kez daha tutalım, dördüncü, beşinci seferde artık bebeğin ışığa hiç tepki göstermeyip mışıl mışıl uyuduğunu görürüz. Benzer test, bir minik çan kullanılarak bebeğin sese tepkisi sırasında da yapılabilir. Örnekteki bebek, uykusunu koruyacak bir takım doğal yollar geliştirmiştir. Ses ve ışık, onları rahatsız eder ve kolayca uyanabilirler. Böylesi bebekler, tıpkı erken doğmuş bebekler gibi dış uyaranların olabildiğince azaltıldığı sessiz ve loş bir odada uyutulmalıdırlar.
Üç-dört haftalık bebek ve uyku
Bu dönemde bir bebeğin en önemli görevi, uyku hali, uyanıklık hali gibi değişik durumları kontrol yeteneği kazanmaktır. Bu süreçte, anne babanın da iyi bir gözlemle öğreneceği çok şey vardır.

Kalabalık ve gürültülü bir ortamda uyuyabilmek, herhangi bir dış uyaranla tam uyanırken tekrar uykuya dalmak üzere kendi kendini sakinleştirmek, yukarıda sözettiğimiz kontrol sürecinin aşamalarıdır.

İyi bir gözlem, bebeğin farklı bilinç durumları arasındaki geçiş dönemlerindeki davranışlarından önemli çıkarımlar yapmanızı sağlayacaktır. Aktif ve gergin bebek, geçiş dönemlerini daha hızlı, sakin bebek ise daha yavaş ve sancısız yaşayacaktır.

Huysuzluk anında, bazı hareketleriniz onun ağlamaya başlamasına neden olurken, başka kimi davranışlar da bebeği sakinleştirecektir. Üç dört saatlik sıklılarla, bebek bu geçiş dönemlerini yaşar. Yeni anne-babanın ilk görevi, bu bağlamda bebeklerinin davranışlarını "tanımaktır".Temel sorun, ağlamaya başlayan bebeğin, kısa süre sonra sakinleşip uykuya devam mı edeceği, yoksa acıktığı için mi ağladığının ayırdedilmesidir. Emzirmek ya da mama vermek işe yaramıyorsa –ki genellikle bu durumda ilk yapılan iş bebeği beslemektir– bu huzursuzluk hali bir süre devam edecek ve bebek bir süre sonra sakinleşecektir. Bu olay yaklaşık hergün yaşanır. Bebek, bu dönemde, ortalama rakamlarla söylersek, 3-4 saatlik dilimler halinde 16-18 saat uyur.

Birbuçuk- iki aylık bebek ve uyku
Bebeğinizin uyuma ve beslenme zamanı ve süresi bu dönemde giderek daha düzenli bir hal almaktadır. İki beslenme arası zaman 3 saate hatta daha fazlasına uzar. İki aylık bebekler, doğum tartısı ve başka kimi faktörlere de bağlı olarak, gece uyku saatlerini de artırırlar. İkinci ay artık bebeğinizi günlük aile düzeninize alıştırma zamanının da başlangıcıdır. Artık, geceleri yatmadan önce bebeğinizi uyandırıp son bir kez besleyebilir, sabahları onu uyandırarak güne sizin uygun gördüğünüz zamanda başlamasını sağlayabilirsiniz. Bebeğinizin, huzursuzluk ve ağlama dönemleri de artık daha düzenlidir; genellikle günün sonundadır ve huzursuzluğu kaka yapmayla sona erer. Bebeğiniz emmeye ve uyumaya kendini hazırlamıştır.

Dört aylık bebek ve uyku
Bu dönemde uyku konusunda temel sorun bebeğinizin gece uyku düzenidir. Dört aylık bebek, bırakıldığı yerde uyumalı, ve uykusu ortalama 8 saat kesintisiz sürmelidir. Bebek için "kesintisiz uyku" nun anlamı, derin uykudan hafif/yüzeyel uykuya geçiş aşamalarını uyanmadan atlatmasıdır. Hafif uykuya geçen bebek, ağlar, sesler çıkarır, yatakta döner, ama unutmayın, tüm bunlar olurken hala uyumaktadır ve uyku içi bu geçiş aşamalarında kendi kendini sakinleştirerek/rahatlatarak derin uykuya geçmeyi öğrenmelidir. Bebeğin uyumayı “öğrenmesi” konusunda ailelere önemli bir görev düşüyor; bebeklerin mutlak anne baba desteğine ihtiyaçları vardır, ama anne-babaların genellikle yaptıkları, bebeğin sesini duyar duymaz onu kucaklarına alıp, kendi kendilerine derin uykuya geçmelerine engel olmaktır. Bu tür yanlış yaklaşım, 3-4 saatte bir hafif uykuya geçen bebeğin her seferinde uyanma ve beslenmeye alışması ve bunu rutin uykunun bir parçası olarak algılamasıdır. Bu alışkanlık bir yerleşti mi, ilerleyen aylarda değiştirmek çok daha zordur.

Yedi aylık bebek ve uyku
Her ne kadar bebeğiniz 7. Aya kadar geceleri kesintisiz 8-12 saat uyumayı "öğrenmiş" de olsa, oturmak, sürünmek, emeklemek gibi bu dönemde kazandığı yeni yetenekler, geceye de taşınacak ve kimi sorunlar çıkaracaktır. Yeni durum, gece uyanmalarını kolaylaştıracak, tekrar uykuya dalmayı güçleştirecektir.

Benzer güçlükler, gündüz uykuları için de geçerlidir. Anne-babaya düşen, 4. ayda yaptığımız önerileri tekrar uygulamaktır. 7 aylık bebek, kesintisiz gece uykusu yanında öğleden önce ve sonra birer kez olmak üzere toplam en az iki gündüz uykusu uyumalıdır. Uyumasa bile, bu saatleri yatakta kendi başına geçirmeyi öğrenmelidir. Buna sadece bebeğin değil, anne-babanın da ihtiyacı vardır.

Dokuz aylık bebek ve uyku
Daha önce söylediğimiz gibi, kazanılmış yeni yetenekler, uyumayı güçleştirmektedir. Dokuz aylık bebek, artık kendi kendine ayağa kalkabilir, geceleri de kalkacaktır, hem de siz onu uyuması için yatağına bırakıp odasından çıkar çıkmaz! Bu olay, belki on defa tekrarlanacaktır! Bu durumun üstesinden gelebilmek için "kararlı" olmalısınız. Tekrar tekrar ayağa kalkma ve ağlamalar üzerine onu yatağından alıp salona geçmeyin. Kesinlikle yataktan kalkmasına izin vermeyin, kararlılığınızı görsün, uyuması gerektiğini anlasın. Gece uyanmaları sırasında da aynı yöntemi uygulamalısınız.

9-12 ay
Bu aylarda muhtemelen bebeğiniz geceleri 10-12 saat ve gündüzleri iki kez yarım-2 saat uyuyor olacaktır. Size düşen ise yatma zamanı alışkanlıklarını bozmamasını sağlamak, kendi kendine uyuması için gerekenleri yapmak olmalıdır.

12-18 ay
Bu aylarda bebeğiniz günde 13-14 saat uyuyacaktır. 18 aylık olduğunda günde iki kez olan kısa gündüz uykularını öğleden sonraları yarım-iki saatlik tek uykuya indirebilir. Size düşen ise yatma zamanı alışkanlıklarını bozmamasını sağlamak, kendi kendine uyuması için gerekenleri yapmak olmalıdır.

18- 24 ay
Geceleri 10-12 saat, gündüzleri 2 saatlik bir öğlen uykusu yeterli olacaktır. Bu aylarda çocuğunuz oluşturduğunuz alışkanlıkları yıkabilmek için çeşitli hilelere başvurabilir.
 
Göbek Bağının Temizlenmesi




Göbek bağı, genelde doğumdan sonraki ikinci hafta içinde düşer. Hastaneden ayrılmadan önce size göbek bağına pansuman yapmanız için bir sıvı verilecektir. Göbek bağının kuru kalması, düşmesini çabuklaştıracaktır. Bu nedenle düşene kadar bebeğinizi küvette yıkamaya başlamamanız ya da bu bölgeyi ıslatmamanız, göbek bağının daha kolay düşmesini sağlar. Göbek bağının havayla temas etmesi de daha çabuk iyileşmesini sağlayacağı için bu bölgeyi bebek bezi ya da naylon külot ile kapatmamaya çalışın. Göbek bağının çevresinde iltihap sızıntısı ya da kanama olursa veya kızarıp şişerse, enfeksiyon belirtisi olabileceği için doktorunuza danışmalısınız.

Göbek bağı düştükten sonra bu bölgeyi her gün kaynamış ılık su ve pamukla silip iyice kurulamalısınız.
 
Bebeğin Jimnastiği



Bebeğin kaslarının gelişimi için yaptığı tüm hareketler sağlığı için faydalıdır. Jimnastik için en uygun zaman, bezini değiştirdiğiniz zamandır. Yatağa yatırarak veya üzerinde rahat edebileceği bir yere yatırarak kollarından ya da ayaklarından tutup hareket ettirerek jimnastik yaptırabilirsiniz. Ancak, bebeğinizin hiçbir yerini zorlamamaya özen göstermelisiniz.

Ayrıca, banyo da jimnastik için uygun bir zaman olabilir. Suyun içinde onu sıkı bir şekilde tutarak, kol ve bacaklarını hareket ettirmek, oturup kaldırmak ve iki tarafa döndürmek bebeğinizin gelişimi için yararlıdır.
 
Bebeğin Bezini Değiştirirken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar



1 ) Bebeğinizin altını değiştirirken hijyen çok önemlidir. Önce geniş bir yüzey üzerine pamuklu bir kumaş ya da temiz bir havlu serin. Daha sonra altını silmek için temiz bez, kağıt havlu, ıslak mendil, merhem gibi kullanacağınız malzemeleri hazırlayın. Sonra ellerinizi mutlaka yıkayıp kurulayın ve bebeğinizi serdiğiniz örtünün üzerine yatırın. Gözünüzü bebeğinizden ayırmayın. Kirli bezi yanlardaki bantları açarak çıkardıktan sonra ıslak pamuk, mendil ya da bezle altını iyice silin ve kurulayın. Tahriş olmuşsa merhem ya da pudra sürebilirsiniz. Yeni bezi koymak için bir elinizle bebeğinizin ayak bileklerini tutup poposunu havaya kaldırın ve bezi altına yerleştirin.

2 ) Bacaklarını aşağıya indirin ve bezi bacaklarının arasından geçirerek beline kadar çekin. Erkek çocukların karnını ıslatmaması için penisini aşağıya doğru indirin.

3 ) Bezi karnının üzerinde düzleyin ve arka kenarını belinin ortasına getirin, yapışkan bandı açın ve yapıştırın. Bezin çok sıkı olmayacak şekilde üzerine oturduğundan emin olduktan sonra diğer kenarı da aynı şekilde yapıştırın. Eliniz kremliyse, bantlara dokunmadan önce elinizi silin, üzerinde krem olursa bantlar yapışmaz.

Bebeğin Altını Değiştirmek




Yaşamının ilk birkaç haftasında, bebeğinizin altını sık sık değiştirmeniz gerekecektir. ıdrar torbası küçük olduğu için altını çok sık ıslatacaktır. Bu nedenle en azından her öğün sonrasında, sabahları uyandığında, gece uyumadan önce ve gece beslenmesinden sonra altını değiştirmeniz gerekir. Bebeğinizin altı her ıslandığında ve kirlendiğinde, derhal değiştirmeniz, bebeğin cildinin zarar görmesini önler.

Altını çok sık değiştireceğinizden dolayı bu işi onun için eğlenceli bir hale getirebilirsiniz. Bebeğin başının üstünde asılı hareketli bir oyuncak, yanındaki ayıcık ya da duvarlara yapıştırılmış renkli resimler ilgisini başka yönlere çekerek siz altını değiştirirken rahat durmasını sağlayacaktır. Altını yüksek bir yerde değiştiriyorsanız, kısa bir süre için bile arkanızı dönmemelisiniz, ani bir dönüş yaparak düşebilir.

Aylar geçtikçe bebeğin altını değiştirmeniz daha seyrekleşecek, iki yaşına gelmeden çişinin geldiğini anlayabilecek durumda olacaktır.

Bebeğinizin dışkısı aldığı gıdalara göre değişir. Bebeğinizin bezini açtığınızda aşağıdakilerle karşılaşabilirsiniz:

Yeşilimsi siyah, yapışkan, katransı dışkı: Mekonyum denilen bu dışkıyı yalnızca ilk iki üç günde görebilirsiniz.Sindirim başlamadan önce atılır.
Yeşilimsi kahverengi ya da açık yeşil renkli, topaklar içeren yarı sıvı dışkı: Sindirim sisteminin beslenmeyle uyumunu gösteren geçiş kakasıdır ve ilk haftada gözlenir.
Sarı renkli, hardalsı, içinde süt kesikleri olan sulu dışkı: Anne sütü ile beslenen bebeklerin dışkısıdır.
Açık kahverengi, katı, kokulu dışkı: Bebeğin mamayla beslenmesinde görülen dışkıdır.
Yeşil renkli dışkı: Genel olarak normaldir, ancak günlerce devam etmesi bebeğinizin yetersiz beslendiğine işarettir.
Eğer bebeğinizin dışkısı çok sulu ve kokuluysa, bebeğiniz kusuyor ise ve iştahı azalmış ise, veya bezinde kan var ise bir doktora başvurmanız gerekir.

 
Bebeği Silerek Temizleme

Soğuk kış günlerinde bebeği her gün yıkamak anneyi kaygılandırabilir.Ayrıca her bebek yıkanmaktan çok zevk almayabilir. Bebekler haftada 3-4 kere tepeden tırnağa silerek de temizlenebilir ve rahatlatılabilir.

Öncelikle bebek silinmek için soyunması gerektiğinden oda sıcaklığı 24 derecenin üstüne çıkarılmalıdır.Düzgün bir yere bir havlu veya uygun bir örtü serilerek bebek üzerine yatırılmalıdır.

Bebeğin, uykusunu almış ve karnı tokken silinmesi daha uygundur.Bebek bundan zevk alacaktır.Ancak yeni doyurulmuş bebek hemen temizlenmemelidir.Meydana gelecek hareketten dolayı kusabilir.

Bebeği temizlemek için pamuk ve daha önceden kaynatılmış bir bez veya tülbent kullanılmalıdır.

Temizlemede , bezlenen kısımlar yoğun kir içerme ihtimalinden dolayı, vücudun diğer kısımlarına bulaştırmaması için ,en sona bırakılmalıdır.

İşte silerek temizlerken dikkat etmeniz gereken noktalar.

1- Ellerden başlanmalıÇevredekiler bebeği sevmek isterken ellerine dokunurlar. Mikroplarda en kolay bu yolla bulaşır. Çünkü bebek sık sık elleriyle gözlerini ovuşturur ve parmaklarını ağzına sokar. Bu yüzden her gün yeni bir bezle bebeğin elleri sabunlanıp durulanmalıdır.Elleri açılarak kıvrımları ve parmak araları dikkatle temizlenmelidir. Sokakta ve acil durumlarda ıslak mendillerden faydalanabilir.

2-Yüz ve Boyun bakımı
Süt mama artıkları bebeğin yüz ve boynundaki kıvrımlarda kolaylıkla gizlenebilir. Ayrıca boyun bölgesi hava almadığı için çok kolay tahriş olabilir. Bebeğin alnından başlayarak boynundaki kıvrımları tek tek açılarak nemli bir tülbent ya da pamukla temizlenmelidir. Sonra da kurulanması unutulmamalıdır.

3- Gözlerde temizlenmeli
Bebeğin gözünden sarımsı bir akıntı gelebilir. Pamuk kaynamış ılık suya batırılarak bebeğin gözleri dikkatlice temizlenmelidir. Temizleme işlemi içeriden dışarı doğru, gözün burun tarafından şakak tarafına doğru yapılmalı ve her göz için ayrı temiz bir pamuk kullanılmalıdır.Bu şekilde bir gözdeki enfeksiyon diğerine bulaşmamış olacaktır.

4- Kulaklara özen gösterilmeli
Kulaklar çok hassas olduğundan asla diplerine kadar temizleye çalışılmamalı ve içine bir şey sokulmamalıdır.Sadece kulağın arkası ve kepçe kısmının iç kıvrımları silinmelidir. Pamuklu çubuklar da bebekler için sakıncalıdır, kesinlikle kullanılmamalıdır.Bu çubuklar hem tehlikeli hem de daha çok pisliğin içeri kaçmasına neden olmaktadır. Kulak sıvısının kendi kendine dışarı çıkmasına izin verilmelidir.

5- Konak için masaj
Bebeğin başında bir türlü egzama olan konak oluşabilir. Özellikle konağa yeni doğan bebeklerde rastlanır. Akşam bebek uyumadan önce konak olan bölgeye zeytinyağı ile masaj yapılır. Ertesi sabah ise bebek şampuanıyla yıkanıp, durulanır. Bebeğin başıyla uğraşırken bıngıldağına çok dikkat edilmelidir.

6-Koltuk altları ve ayakları unutulmamalı
Koltuk altı rahat hava almadığı için sık sık tahriş olabilir. Bebek bir süre çıplak bırakılmalı ve koltuk altları bir pamukla temizlenmelidir.Kıvrımların temizlendiğinden emin olunmalıdır. Aynı şekilde ayak parmak aralarıda iyice temizlenmeli ve bebek losyonu ile nemlendirilmelidir.

7-Tırnaklar ihmal edilmemeli
Bebeğin tırnakları sık sık kontrol edilmeli ve düzenli aralıklarla kesilmelidir. Bebek büyüdükçe tırnakları arasında kir birikmeye başlayacaktır.Banyo sırasında tırnak araları bir tülbentle yavaşca temizlenmelidir.Bebeğin ayak ve el tırnaklarının banyodan sonra yumuşamış halde iken kesilmesi daha kolay ve doğrudur. Tırnakları kesmek için küçük çıt çıt tırnak makasları daha uygundur.

8- Göbek deliği kuru kalmalıdır
Göbek bağı bebeğin ilk günlerinde en çok dikkat edilmesi gereken bölgesidirYeni doğan bebeğinizin göbeği yaklaşık 2 hafta içinde tamamen iyileşir. Bu dönemde göbek bölgesini kuru tutmak gerekir. Göbek kısmında iltihabı bir durum görülürse hemen doktora başvurulmalıdır.

9- Alt temizliği
Yeni doğanların cildi çok ince ve hassastır.Bu nedenle dışkı ile uzun süre temas etmesi halinde tahriş olabilir.Bebeğin poposunun arası ve diğer bölgeleri gayet yumuşak silinmelidir. Kızlarda silme önden arkaya doğru yapılmalıdır.Erkeklerde pipinin sünnet derisi açılmamalıdır. Temizlik için ıslak mendiller çok kullanışlı olsa da kimilerinde alkol ve parfüm bulunabilir. Bu nedenle ilk 2 ayında bebeğin altı sadece pamuk ve suyla temizlenmelidir.
Pişik oluşmaması için bebeğin sık sık altı değiştirilmeli, her seferinde bebeğin altı 5-10 dakika havalandırılmalı ve silinmelidir.Bunlara rağmen ciltte kızarma yani pişik olursa pişik kremi kullanabilir.

10-Fazla sabun kullanılmamlıdır
Sabun cildi kurutur ve özellikle yeni doğanlar için zararlı olabilir.Bu nedenle parfümlü sabunlar yerine nemlendirici sabun kullanılmalıdır. Gereken yerlerde bebek losyonu ile nemlendirme yapılabilir.

Bebeğin Yıkanması

Bebek İlk Defa Ne Zaman Yıkanır?
Bebek doğumdan sonra ilk 12 saat yıkanmamalıdır. Vücudun yumuşak bir bezle kurulanması yeterlidir. Tam bir banyo, doğumdan sonraki 2 veya 3’üncü güne bırakılabilir. Bunu izleyen günlerde bebek her gün ya da günaşırı yıkanabilir.

Bebeğin sağlıklı bir cilde sahip olması cildinin temiz tutulması ile yakından ilişkilidir. Bebeğin banyosu titizlikle yapılmalıdır. Bu durum aynı zamanda anne ile bebek arasında sevgi ve iletişim bağlarının kuvvetlenmesi açısından da önemlidir. Bebeğin günaşırı yıkanması yeterlidir. Ancak, temizliğin aşırı boyutlara getirilmemesi gerekir. Her mamadan sonra yüzünün ve her alt değiştirmeden sonra bezli bölgenin temizlenmesi yeterlidir.

Bebeğin aç iken banyo yaptırılması da çok önemli bir konudur. Eğer tok karnınayken banyo yaptırırsanız bebeğin kusmasına neden olabilirsiniz.

Bazı aileler bebeklerini sabahları yıkarken, bazıları da akşamları son emzirmeden önce yıkamayı tercih ederler. Hepsi de uygundur, çünkü böylelikle bebeğiniz belli bir tempoya alışır. Ama bazen koşullara göre değişiklik yapmak gerekebilir.

Yıkamaya Başlamadan Önce Yapılacaklar:

Banyo için gereksinim duyabileceğiniz her şeyi elinizin altında hazır bulundurun.


Küvet bel hizanızda olsun. Oturmak ya da çömelmek yerine ayakta durmayı bel sağlığınız için tercih edin.
Banyo suyunun uygun sıcaklıkta olduğundan emin olmak için bileğinizin içi veya dirseğinizle suyun sıcaklığını kontrol edin.
Bebeğinizi soyun ve havluya sarın, henüz alt bezini çıkartmayın.
Bebeğinizi kesinlikle suyun yanında yalnız bırakmayın.
Başını ve Vücudunu Yıkama:

Bebeğinizi bir havlu üzerine yatırarak soyun. İdrar ve kaka gibi sürprizlerden korunmak için alt bezini hala çıkartmanıza gerek yok. Havluyu vücuduna sararak, sol elinizle boynunu destekleyip, vücudunu kolunuzun üstüne yaslayarak koltuğunuzun altından destekleyin ve yüzü yukarı bakar şekilde banyo küvetinin üzerine alın, saçlarını bebeğe uygun, gözünü yakmayan bir bebe şampuanı kullanarak, küvetteki suyla veya yanınızda hazır bulundurduğunuz durulama suyunu dökerek durulayın. Ardından sert olmayan, yumuşak dokunuşlarla kurulayın.

Yere yatırıp havlusunu açın, bezini çıkarıp gerekiyorsa alt temizliğini yapın. Banyo süngerini bebe sabunu veya bebe banyo köpüğü ile köpürtün ve havlu üzerinde vücudunun her yanını, özellikle cilt kıvrımlarının arasını iyice silin. Kolunuzla omzu ve boynu destekleyerek, elinizle koltuk altından kavrayın. Diğer elinizle ya kalçalarından destek alarak veya bacaklarından kavrayın ve banyo küveti içindeki suya, önce ayak ve bacaklarını daldırarak yavaşca tüm vücudunu başı dışarıda kalacak gibi sokun. Suyla vücudunu durularken bebeğinizin rahatlamasını sağlayın. Aynı şekilde tutarak temiz havlu üzerine alın. Tüm vücudunu yumuşak hareketlerle kurulayın. Cilt boğumlarını iyi kurulamayı unutmayın. Bebeğinizin büyüyüp aşırı hareketlendikten sonra havlu üzerinde sabunlamak daha zor hale geleceğinden bu işlemi banyo küveti içinde yapabilirsiniz.

Bebeğin Küvette Yıkanması
8 ayla 1 yaş arasında bebek, banyoda daha büyük bir küvette yıkanmaya başlayabilir. Bu banyo ona daha zevkli gelirken, sizin daha çok dikkatli olmanızı gerektirecektir.

Bebek banyo yaparken; kayıp düşmemesi, bir yere çarpmaması ve su yutmaması için her an tetikte olmalısınız. Küvetin yüzeyine yapışabilen yumuşak bir sünger koymanız ve içinde 10 cm den fazla su bulundurmamanız tehlikelerden uzak durmanızı sağlayacaktır. Ayrıca bebeğinizi banyo yaptırırken hem siz hem de bebeğiniz birlikte güzel zaman geçirebilirsiniz.
 
Bebeğin Diş Çıkarması



Bebeğin süt dişleri, henüz doğmamışken oluşur ve bebeğiniz yaklaşık 6 aylıkken 20 bebek dişinden ilkini çıkarır. Dişler, diş etlerinin altında, beyaz bir tümsek olarak gözükür, daha sonra damağı patlatarak çıkarlar. Bu, bebeğinizin canını acıtabilir. Genelde ilk dişler değil, iki yaşından sonra çıkan arka dişler daha çok ağrı yapabilir. Bütün süt dişleri 2,5-3 yaşına kadar tamamlanır. Kalıcı dişler 6-7 yaşları arasında tamamlanır.

Bebeğinizin diş çıkaracağının belirtileri; ağız çevresini ve çenesini tahriş edecek kadar çok salya akıtması, bağırsak bozukluğu, hafif ateş ve sert bir şeyler çiğneme ve ısırma isteğidir.

Bebeğiniz diş çıkarırken ona yardımcı olabilirsiniz. Küçük parmağınızla diş etlerini ovuşturabilirsiniz. Hatta parmağınızı musluğun altında tuttuktan sonra ovarsanız, serinleyerek ferahlayacaktır. İçi suyla dolu, buzdolabında soğutulan diş kaşıyıcıları da bu dönemde bebeğinizin en büyük yardımcılarından biri olacaktır.

Doktorunuza danışarak diş çıkarma ilacı ya da jeli de kullanabilirsiniz. Diş çıkarırken dikkat etmeniz gereken bir husus, oynadığı oyuncakların sivri çıkıntıları olup olmadığıdır. Sivri çıkıntılar, bebeğiniz her şeyi ısırmak istediğinden diş etini zedeleyerek canını acıtabilir.

Bebeğiniz diş çıkarır çıkarmaz diş temizliğine özen göstermeye başlamalısınız.
 
X