Yazar kadının okur arayışı..

yazarbirkadin

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
28 Mayıs 2020
35
17
27
merhaba!

Öncelikle aranıza yeni katıldım. Uzun zamandır takip ediyordum ve katılmak istiyordum, geçenler de denedim ama bakım varmış sanırım. Kısmet bugüne imiş!

Hem bir adet basılı hem de şu an internet üzerinden yazmaya devam ettiğim bir kitabım daha var.

Şimdilerde kimse pek kitap okumuyor. Okunsa da bilindiği gibi klişe konular... Eh ben de pek okur kazanamıyorum. Böyle olunca yazamıyor muyum diye sorguluyorum kendimi, üstüne bir de hormonlar binince depresyona bile girdiğim oluyor.

Ama bana destek olsanız çok sevinirim.

Bir bilim kurgu romanı. Üzerinde yıllardır acaba şöyle bir tür olsa nasıl olurdu, acaba dünyanın yüzyıllar sonraki hali nasıl olurdu, o zamanlara gelmeden bir şeyler yapabilmek için insanlara mesaj vermek istediğim için düşündüğüm bir kurguyu nihayet kafamda toparlayarak ve bir kalıba, bir mantığa oturtarak yazmaya karar verdim.

Şu yaşadığım ve ne zamana kadar süreceğini bilmediğim hayatım boyunca ardımda bir iz bırakmak ve insanların ruhuna dokunmak istedim hep. Yazmayı seçtim ve sevdim.

Travma'yı yazarken çocuk sayılırdım, üniversiteye henüz gidiyordum ve ortaokul yıllarımda kafamda kurduğum bir kurguyu yazmıştım. Bol acılı ve göz yaşı doluydu ama istediğim oldu. İnsanların ruhuna dokundum.

Ve şimdi bana çok uzak olan bir tür bilim kurguyu seçtim ve hayal gücümü konuşturmak istiyorum. Çok uzak bir gelecek değil yirmi ikinci yüzyılda geçen bir hikayeyi anlatıyorum. Yarattığım bu tür için bir dil oluşturmak bile ne kadar zamanımı aldı... Ne desem spoiler olacağı için sır vermemeye çalışarak hazırladığım küçük tanıtım yazısını ve linkini aşağıya bırakıyorum.

Destek olursanız, bir kez olsun okur en azından bana eksiklerimi söylerseniz de çok mutlu olurum.


Yıl 2109. Tüm Dünya, Denge Konseyi tarafından yönetilen ıssız ve kurak bir yer. Küresel ısınma ve nüfus artışıyla tehlikeye giren insan nesli, kontrolden çıkan bir virüs ile neredeyse yok oldu. Bir zamanlar görkemli olan tüm o medeniyetler artık isimsiz birer çölden ibaretti.

Vogod'ların bilge klan lideri, Alex ise insanlığın tek umududur. Alex, kendinde halkı ile birlikte insanlığı kurtarmak için bir mücadele başlatma cesaretini bulur. Ancak bencil Konsey Başkanı Kevin Ross ile karşı karşıya geldiklerinde mücadele tehlikeye girer.

Silahlarla ve sınırsız oksijenle donanmış Vogod'lar, insanlığı kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlardı ancak başarılı olabilecekler miydi? Denge Konseyi'ni yenip insanlığa eski ihtişamını geri getirebilirler miydi?
-
Kenneth, ona Alex adını vermeden önce günlerce düşünmüş ve sonrasında aralarında güçlenen bağı sol tarafında hissederken isminin bir anlamı olmasını isteyerek şöyle demişti. "İsmin var olma sebebindir. Sen insanlığın koruyucususun Alex..."


Vogod'u buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
 
Son düzenleme:
Güzel bir hikayesi yok mu yazdığınız romanın(yazma sebebi,etkilendiğiniz herhangi birşey vs )belki merak uyandırır okumak ister insanlar..
 
Sanırım kitabınızı o meşhur uygulama üzerinden yayınlıyorsunuz. (O meşhur uygulama derken yermek için yazmadım sadece isim verip veremeyeceğimi bilemediğim için öyle dedim.) Bir aralar o uygulama üzerinden birkaç tane kitap okumuştum. Şimdilik yayınlanan 7 bölüm gözüküyor. Düzenli ve sık aralıklarla yazmak da bence okuyucu kazandıran önemli noktalardan birisi.
 
Sanırım kitabınızı o meşhur uygulama üzerinden yayınlıyorsunuz. (O meşhur uygulama derken yermek için yazmadım sadece isim verip veremeyeceğimi bilemediğim için öyle dedim.) Bir aralar o uygulama üzerinden birkaç tane kitap okumuştum. Şimdilik yayınlanan 7 bölüm gözüküyor. Düzenli ve sık aralıklarla yazmak da bence okuyucu kazandıran önemli noktalardan birisi.

Evet, o uygulama. Ben de isim vermek doğru olur mu bilemedim. Haftada bir muhakkak bölüm yayınlıyorum. Son bir hafta ne oldu bilemedim bir yazıyorum bir yazmak istemiyorum. Taşınmak yordu bir hayli. Belki ondandır..
 
Evet, o uygulama. Ben de isim vermek doğru olur mu bilemedim. Haftada bir muhakkak bölüm yayınlıyorum. Son bir hafta ne oldu bilemedim bir yazıyorum bir yazmak istemiyorum. Taşınmak yordu bir hayli. Belki ondandır..
Üretmek gerçekten emek isteyen ve çok zaman alan bir konu. Bir ödev, görev gibi bilgisayarın başına geçilip yapılacak şey değil bence. Klasik tabirle ilham perilerinin gelmesi lazım. 🙂 Anladığım kadarıyla yoğun bir dönem geçirmişsiniz. Kendinizi hazır hissettiğinizde istediğiniz verimi alacağınızı düşünüyorum. Uygulama üzerinden var olan bölümleriyle kitabınızı okumaya çalışacağım en kısa zamanda.
 
Üretmek gerçekten emek isteyen ve çok zaman alan bir konu. Bir ödev, görev gibi bilgisayarın başına geçilip yapılacak şey değil bence. Klasik tabirle ilham perilerinin gelmesi lazım. 🙂 Anladığım kadarıyla yoğun bir dönem geçirmişsiniz. Kendinizi hazır hissettiğinizde istediğiniz verimi alacağınızı düşünüyorum. Uygulama üzerinden var olan bölümleriyle kitabınızı okumaya çalışacağım en kısa zamanda.

Kesinlikle.. Hem evlilik, hem iş hem evdeki sorumluluklar ve tüm bunlar arasında kendime yeteri kadar zaman ayıramıyorum belki de.

Çok teşekkür ederim, bunları duymak bile beni iyi hissettirdi.
 
Eskiden o platformda yazan bir yazar olarak -ki 5 sene öncesinden bahsediyorum- eğer orada yazacaksanız, bölüm biriktirip yazmanızı öneririm.

İki ay orada yazmak beni, yazmaktan yıldırdı. Kurgunun okunması, beğenilmesi insanı yazmaya teşvik ediyor ama okur sayın binlere, milyona yaklaşınca neye yetişeceğini şaşırıyorsun. Her kafadan bir ses çıkmaya, okur kurguyu kendi isteğine göre şekillendirmek için baskı uygulamaya çalışıyor.

Bir diğer eksi yanı ise özellikle bilim kurgu ve fantastik gibi kurgu türlerinin çok özen istemesi. O an bir ilham patlaması ile yazıyorsun ama birkaç hafta/ay sonra yazdıklarını okurken oturtamıyorsun.

Ben de bilim kurgu/ fantastik türünde yazmaya çalışıyorum ama yazamıyorum. Kurgulama kısmı tamam ama ilhamım uzun bir tatile çıktığından bir türlü yazamıyorum. Belki de yıllardır üzerinde çalıştığım kurguyu berbat etmekten korkuyorum. Birçok faktör benim durumum için etkili olabilir.

Size tavsiyem, okur edinmekten ziyade tamamen yazmaya odaklanmanız. Özellikle bilim kurgu gibi bir türde bilimden muhakkak yararlanmanız gerekir. Oturup hafta hafta yazmak yerine, daha emin adımlar ile ilerlemenizi öneririm. Distopik bir kurgu elinizdeki ve bu tür kurgulardan çok fazla var. Özellikle son yıllarda bu türde yazan çok fazla yazar var. Sizi onlardan ayıran bir şeyler olmalı ki insanların dikkatini çeksin.

Kendi yaptıklarım mesela; bir sürü bilim ve mitlerle ilgili kaynak kitap okudum, araştırdım ve not aldım. Hâlâ daha bunu yapıyorum. Daha sonra kurgunun omurgasını oluşturmaya başladım. Olay örgüsü, başı, sonu, mekanlar, karakterler... liste böyle uzar gider. Devasa bir taslak var elimin altında ama oturup yazamıyorum. O doğru ilk cümle, ilk paragraf bir türlü gelmiyor. Maalesef bu türler mantık hatası kabul etmeyen türler. O yüzden size önce yazmanızı tavsiye ediyorum ve en son okumasını hem kendiniz hem de tarafsız olacağına inandığınız birine yaptırın, ondan sonra yayımlayın. 😉

Umarım her şey gönlünüze göre olur. 🤗
 
Eskiden o platformda yazan bir yazar olarak -ki 5 sene öncesinden bahsediyorum- eğer orada yazacaksanız, bölüm biriktirip yazmanızı öneririm.

İki ay orada yazmak beni, yazmaktan yıldırdı. Kurgunun okunması, beğenilmesi insanı yazmaya teşvik ediyor ama okur sayın binlere, milyona yaklaşınca neye yetişeceğini şaşırıyorsun. Her kafadan bir ses çıkmaya, okur kurguyu kendi isteğine göre şekillendirmek için baskı uygulamaya çalışıyor.

Bir diğer eksi yanı ise özellikle bilim kurgu ve fantastik gibi kurgu türlerinin çok özen istemesi. O an bir ilham patlaması ile yazıyorsun ama birkaç hafta/ay sonra yazdıklarını okurken oturtamıyorsun.

Ben de bilim kurgu/ fantastik türünde yazmaya çalışıyorum ama yazamıyorum. Kurgulama kısmı tamam ama ilhamım uzun bir tatile çıktığından bir türlü yazamıyorum. Belki de yıllardır üzerinde çalıştığım kurguyu berbat etmekten korkuyorum. Birçok faktör benim durumum için etkili olabilir.

Size tavsiyem, okur edinmekten ziyade tamamen yazmaya odaklanmanız. Özellikle bilim kurgu gibi bir türde bilimden muhakkak yararlanmanız gerekir. Oturup hafta hafta yazmak yerine, daha emin adımlar ile ilerlemenizi öneririm. Distopik bir kurgu elinizdeki ve bu tür kurgulardan çok fazla var. Özellikle son yıllarda bu türde yazan çok fazla yazar var. Sizi onlardan ayıran bir şeyler olmalı ki insanların dikkatini çeksin.

Kendi yaptıklarım mesela; bir sürü bilim ve mitlerle ilgili kaynak kitap okudum, araştırdım ve not aldım. Hâlâ daha bunu yapıyorum. Daha sonra kurgunun omurgasını oluşturmaya başladım. Olay örgüsü, başı, sonu, mekanlar, karakterler... liste böyle uzar gider. Devasa bir taslak var elimin altında ama oturup yazamıyorum. O doğru ilk cümle, ilk paragraf bir türlü gelmiyor. Maalesef bu türler mantık hatası kabul etmeyen türler. O yüzden size önce yazmanızı tavsiye ediyorum ve en son okumasını hem kendiniz hem de tarafsız olacağına inandığınız birine yaptırın, ondan sonra yayımlayın. 😉

Umarım her şey gönlünüze göre olur. 🤗

Yayımladığım bölümler geriden geliyor. Her seferinde yayınladığım ve yazdığım arasında 1 bölüm bırakıyorum. Hatta bazen 2.. ama kesinlikle oraya yazıp yayınlamıyorum.

Yazmaya başlamadan önce her şeyi düşündüm. Mantık hatası olma ihtimalini en aza indirdim diyebilirim.
 
Siz konuyu açalı biraz olmuş ama düşündüklerimi söylemek istedim. :)

Öncelikle isimler neden Alex, Alexandra? Neden Ayşe ve Ahmet, Pelin ve Berk ya da Hayri ve Hayriye değil? Bilimkurgu ya da fantastik yazılırken neden yabancı isim koyma eğilimi var? Ahmet'in maceralarını dinlemek insanımıza daha çekici gelmez mi? Ahmet'i Alex'ten daha iyi tanımıyor muyuz? :) Ha yazdıklarınızın devamında bu isimlerin değiştirilemez bir yeri varsa onu bilemem tabi...

Bence size uzak türler de seçmeyin çünkü o türde neler çok yazılmış, o türün okuru neye alışkın, ne bekler, bunları bilemezsiniz. Bilimkurgu ilginizi çekiyorsa önce bol bol okuyun, sonra yazın. Çekmiyorsa hiç yazmayın. Bir de sadece çeviri roman okumayın ve Türk yazarların yazdıklarına kulağınızı açın, Türkçenin kendi imkanlarını keşfedin. Yazınızda çeviri edebiyat kokusu alıyorum, özellikle diyaloglarda.

İyi bir yazar nereyi yazmaması gerektiğini iyi bilen kişidir derler, bu konuda da biraz düşünmek lazım. :) Dünyayla ilgili bilgileri bir anda yığınla değil de, kurgunun içine yedirip gerektiğinde yavaş yavaş vermek lazım.

Umarım bunlar sizi üzmez ya da şevkinizi kırmaz. Çünkü alttan alta bir yazar ruhu gördüğümü de düşünüyorum. Kulağınızı biraz daha eğitirseniz ve bol bol yazmaya devam ederseniz bu işi hakkını vererek yapabilirsiniz. Ama lütfen bilmediğiniz dünyaları yazmayın. Karakter ismi Ahmet olmasın, Vijyt olsun ama o karakter siz hangi toplumda yaşıyorsanız oradan biri olsun. Onun gibilerin hayatını, sıkıntılarını, duygularını bilin. Çünkü ancak o zaman samimi, dürüst ve gerçekçi bir yazar olabilirsiniz, bilimkurgu yazsanız bile...

Önce çok okuyun, sonra çok yazın. Bol şans. :)
 
X