Yasam/ömür

xsxulem

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
687
23
52
Dogrusu hiç aklima gelmemisti, yüzyillik bir takvimin dörtte üçünü tüketip, arkamda birakacagim.
Gençken ömür gölünün öteki kiyisi, o kadar uzaklarda görünüyor ki... Ve kiyiya yaklastikça, çok yakin görünüyor arkada biraktigin kiyi. Kiyilari her yolcusuna göre degisip duran, büyülü bir sudur ömür gölü...
* * *
Bazen düsünüyorum: - Hayat bana ne ögretti, diye... Pek bir yanit bulamiyorum. Sadece gözlemim o ki, bedelini ödemeden geçemiyorsun ömür gölünü. Ya bedelini pesin pesin ödeyerek yaklasiyorsun öteki kiyiya; ya öteki kiyiya bedelsiz yaklasmaya kalkiyorsun ve kabaran dalgalariyla göl, mutlaka senden çikartiyor geçisin bedelini.
Bazen "basari nedir", "mutluluk nedir" sorulari da takilir aklima. Ömür gölünden geçerken gördüm ve anladim ki, insanlar bu tür soyut kavramlarin tanimlamasiyla pek ilgilenmiyorlar. Örnegin kimi servet sahibi olmayi basari zannediyor, kimi politik paye sahibi olmayi. Bana sorarsaniz "basari"nin çitasi çok daha yüksek.
"Kimseye yalan söyleme ihtiyacini duymayacak bir düzeye erismis olarak yasamaktir basari; dürüst oldugundan ötürü degil, ihtiyaç duymadigindan ötürü". Picasso, yahut Einstein; kime karsi duyacakti ki, yalan söyleme ihtiyacini?
"Mutluluk ise, sevdiginle zamani süresiz unutmaktir" bence...
"Basari"yla "mutluluk" da pek beraber olmuyor. Mutlular, bos veriyorlar, zamani basariya dogru kanatlanarak unutmaya... Ve yine bendenize göre, ömür gölünü geçerken sevdigin isle ugrasmaktan aldigin lezzet; ondan sagladigin kazanci harcarken aldigin zevkten daha büyükse, pekala "yasamis" sayilabilirsin.
"Varlikli" olma hasmetiyle gözleri kamasanlar, görmeyebilirler "var olma" nakislarinin gizli tadini...

Çetin Altan

GÜNÜN SÖZÜ:
Yaşamımda edindiğim en büyük bilgi şudur: Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç kimse yardım etmez.
Pestalozzi
 
X