- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.001
Probiyotik Yunancada “yaşam için” anlamına gelen bir terimdir. Bağırsak mikroflorasının olumsuz etkilerini engelleyebileceği ve insan sağlığını olumlu yönde etkileyebileceği belirtilmiştir.
Probiyotiklerin çoğu patojen olmayan mikroorganizmalardır. Günümüz de egzama, alerjik hastalıklar, bağırsak iltihabı, kanser, crohn gibi hastalıklar artmaktadır. Bu hastalıkların nedenleri arasında genetik yatkınlık, immünolojik bozukluklar, alerjenler, virüs ve bakteriler etkili olmaktadır. Bu nedenle çok sayıda hastalığın tedavisinde ve korunmada probiyotik ürün kullanımı artmaktadır. Ağız yoluyla yeterli miktarda alındığında konağın sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalar olarak tanımlanır. Probiyotiklerin bu olumlu etkiyi göstermesi için yeterli sayıda vücuda alınmaları ve içinde bulundukları gıdanın üretimi ve raf ömrü süresince canlı kalmaları gerekmektedir. Böylece probiyotikler konağın bağırsağında kolonize olmakta ve yararlı etki göstermektedir.
Bir mikroorganizmanın probiyotik olabilmesi için güvenli olması,
Probiyotik etkili geleneksel gıdalar öncelikle laktoz metabolizmasını artırırlar ve laktoz intoleransını hafifletirler. Barsak florası üzerine olumlu etki ederek toksik metabolit üretimini azaltır. Sindirim sistemi enfeksiyonlarını önler. Midede bulunan ve ülsere sebep olan patojen mikroorganizma olan helicobakter pylorinin gelişimini engeller. Beyaz kan hücrelerinin fagositik aktivitelerinin artmasını sağlar ve IgA üretimini artırarak bağışıklık sisteminin gelişmesine ve gıdaların tamamen sindirilmesine yardımcı olur.Mide ve barsakta bulunan sindirimi zorlayan faktörleri ortadan uzaklaştırır. Antikanserojen ve antialerjiktir. Serum kollesterolünü azalmasını sağlar ve kalp damar hastalıklarının önlenmesine destek olur. Sinir sistemini rahatlatır. Seyahat hastalıklarını önleyici etkileri bulunmaktadır.
Diyetisyen | Dyt. Feyhan Belen
Probiyotiklerin çoğu patojen olmayan mikroorganizmalardır. Günümüz de egzama, alerjik hastalıklar, bağırsak iltihabı, kanser, crohn gibi hastalıklar artmaktadır. Bu hastalıkların nedenleri arasında genetik yatkınlık, immünolojik bozukluklar, alerjenler, virüs ve bakteriler etkili olmaktadır. Bu nedenle çok sayıda hastalığın tedavisinde ve korunmada probiyotik ürün kullanımı artmaktadır. Ağız yoluyla yeterli miktarda alındığında konağın sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalar olarak tanımlanır. Probiyotiklerin bu olumlu etkiyi göstermesi için yeterli sayıda vücuda alınmaları ve içinde bulundukları gıdanın üretimi ve raf ömrü süresince canlı kalmaları gerekmektedir. Böylece probiyotikler konağın bağırsağında kolonize olmakta ve yararlı etki göstermektedir.
Bir mikroorganizmanın probiyotik olabilmesi için güvenli olması,
- ortam şartlarına dayanıklı olması,
- antimikrobiyal maddeler üretebilmesi,
- antibiyotiklere dirençli olması,
- endüstriyel özellikler taşıması,
- diğer mikroorganizmalar ile rekabet edecek güçte olması gerekir.
- süt ürünleri
- insan sütü, peynir, yoğurt, kefir, kımız
- ayran, dondurma
- tarhana, ekşi hamur ekmeği, soya sütü, turşu ve zeytin
Probiyotik etkili geleneksel gıdalar öncelikle laktoz metabolizmasını artırırlar ve laktoz intoleransını hafifletirler. Barsak florası üzerine olumlu etki ederek toksik metabolit üretimini azaltır. Sindirim sistemi enfeksiyonlarını önler. Midede bulunan ve ülsere sebep olan patojen mikroorganizma olan helicobakter pylorinin gelişimini engeller. Beyaz kan hücrelerinin fagositik aktivitelerinin artmasını sağlar ve IgA üretimini artırarak bağışıklık sisteminin gelişmesine ve gıdaların tamamen sindirilmesine yardımcı olur.Mide ve barsakta bulunan sindirimi zorlayan faktörleri ortadan uzaklaştırır. Antikanserojen ve antialerjiktir. Serum kollesterolünü azalmasını sağlar ve kalp damar hastalıklarının önlenmesine destek olur. Sinir sistemini rahatlatır. Seyahat hastalıklarını önleyici etkileri bulunmaktadır.
Diyetisyen | Dyt. Feyhan Belen
