Fatih Biricik cinayetine 'ötanazili' savunma

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.301
42.832
Kolon kanseri olan Fatih Biricik çektiği acılara dayanamayınca babasına “öldür beni” diye yalvardı. Hayatını oğluna adayan baba tetiğe bastı. Baba Salim Biricik, tutuklanıp cezaevine gönderilirken, avukat talebinde bulunmadı. Kocaeli Barosu tarafından atanan avukat Fatma Didem Dönmez ise, "Biz savunmamızı Türkiye’de var olan ötanazi yasağının aileyi bu noktaya getirdiğiyle ilgili hazırlayacağız. Bu davanın Türkiye’de ve dünyada gelişecek süreçte bir örnek teşkil etme durumu var" dedi.
Sitene Ekle
fatih-biricik-cinayetine-otanazili-savunma-6814908.Jpeg

Fatih Biricik 23 yaşındaydı. Kolon kanseri tedavisi görüyordu. 4 kez ameliyat oldu, defalarca kemoterapiye girdi. Acıları dinmedi Fatih’in. Babasıyla aralarında sarsılmaz bir duygusal bağ gelişmişti. Ve o gece… Fatih babasına yalvardı, “Bu acılardan kurtulmak istiyorum, öldür beni” dedi. İki yıldır psikolojik tedavi gören baba Salim Biricik, artık dayanamadı, bastı tetiğe. Yeni Yüzyıl gazetesinden Cengiz Erdil, İzmit-Köseköy hattında bir dramın izin sürdü.



ORTA HALLİ BİR AİLENİN ÇOCUĞU

Fatih Biricik, anne baba ve ablasıyla yaklaşık bir yıldır İzmit’in Erenler Mahallesi’ndeki Cedit Sitesi’nde yaşıyordu. Gencecik evlatlarının hastalığıyla İstanbul’daki hayatları altüst olan Biricik ailesi, 2 yıl önce vefat eden babaanneden kalan İzmit’deki eve taşınmışlardı. Orta halli bir aileydi Biricik ailesi. Köseköy’den getirdiği süt ürünlerini İstanbul’da pazarlayan baba Salim Biricik, işi gücü bırakmış ve emekli olmuştu. Tek oğlunun tedavisiyle uğraşıyordu. İstanbul’da yaşıyorlardı ama zaten bağlarını hiç koparmadıkları İzmit Köseköy’e gidip geliyorlardı. Amansız hastalık dört yıl önce buldu Fatih Biricik’i. Fatih’e kolon kanseri teşhisi konmuştu. Üniversite öğrenimini bıraktı, tam dört kez ameliyat oldu, defalarca kemoterapiye girdi. Tedavisi 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sürüyordu.

EL ELE GÖZ GÖZE KONUŞURLARDI

Biricik ailesin yaşadığı site, İzmit’de 1999 depreminden sonra inşa edilen toplu konutlar bölgesi. Körfeze tepeden bakıyor. Fatih’in ailesi de dededen kalan ev kamulaştırılınca, buradan da konut sahibi olmuş. Adeta küçük bir kasaba nüfusunu barındıran sitenin güvenlik görevlisine, Biricik ailesini tanıyıp tanımadığını soruyorum. “Hayır. 3 bin kişi var burada, nasıl tanıyayım” diyor. Başka bir güvenlik görevlisi ise baba oğlu sık sık gördüğünü söylüyor, “Bahçede oturur, el ele, göz göze saatlerce konuşurlardı, yavaş adımlarla bahçeyi turlarlardı. Hiç kimseyle konuştuklarını, görüştüklerini görmedim. Çok içine kapanık insanlardı” diye anlatıyor.

VE O GECE

Beş blokluk Cedit Sitesinden yükselen İki el silah sesini kimse duymadı bile. Fatih evde annesi Lalehan hanımlaydı. Gün boyu yine hiçbir yiyememiş, aldığı onlarca çeşit ilaçla yatağında kıvrılıp kalmıştı. Baba Salim Biricik biraz geç geldi eve. Gördüğü manzara yine yüreğini dağladı. Baba polise verdiği ifadede şöyle diyordu: “Yine kriz haldeydi, kan kusuyordu. Eşim banyodaydı. ‘Baba çok acıyor artık dayanamıyorum, bir türlü iyileşmedim. Beni öldür’ dedi. Oğlumu bu halde görmeye dayanamıyordum. Kendimi kaybettim bir an ve başına iki el ateş ettim.” Sonra polisi ve kayınbiraderini aradı. Nice olayla karşılaşan deneyimli polisler bile gözyaşlarını tutamadı.

Fatih Biricik baba ocağı Köseköy’de son yolculuğuna uğurlanırken, baba tutuklandı. Biricik'in dayısı Temel Onat’ olay sonrasını şöyle anlatıyordu: "Eniştem aradı, Biz de gittiğimizde olay yeri inceleme ekipleri, savcı ve sağlık ekipleri oradaydı zaten. Son zamanlarda artık psikolojilerini çok kaybetmişlerdi. O an tabi ablam odada yokmuş. Silah sesine çıkınca olayı görmüş. Oğlu, 'Ya yaşatın ya da öldürün' demiş o da öldürmüş. Kendi talepte bulunmuş babasından. Son zamanlarda acıları artmıştı. İlaç tedavisi görüyordu. Ameliyat da olmuştu. Acıları artınca babasının da acıları artmıştır haliyle, tabi o anki duyguları neydi onu bilemeyiz. Baba oğul bir arada kalıp da aralarında ne geçti kimse bilemez."

AVUKATI: TÜRKİYE İÇİN ÖRNEK DAVA

SALIM Biricik, tutuklanıp cezaevine gönderilirken, gerek polis gerekse savcı sorgusunda avukat talebinde bulunmadı. Kocaeli Barosu davasına bir avukat atadı. Avukat Fatma Didem Dönmez, müvekkilinin ruhsal sağlığının iyi olmadığını söyledi. Dönmez, savcılığın “ kasten adam öldürme” suçundan iddianame düzenleyeceği düşüncesinde olduğu belirtti. Dönmez, “savunmamız buna göre olacak” dedi. Türkiye’de ötenazinin yasalarla yasaklandığını belirten Dönmez, “Her ne kadar olay Fatih’in çektiği acıları ve sıkıntıları dindirmek için babasına yalvarması üzerine gerçekleşse de savcılar dosyayı kasten öldürme olarak hazırlayacak.

Biz savunmamızı Türkiye’de var olan ötanazi yasağının aileyi bu noktaya getirdiğiyle ilgili hazırlayacağız. Bu davanın Türkiye’de ve dünyada gelişecek süreçte bir örnek teşkil etme durumu var. Almanya, Hollanda Norveç, Danimarka ve İsveç gibi pek çok Avrupa ülkesi ceza yasalarına ötenazi davaları için ağır ceza suçu olmaktan bu durumu çıkarmıştır. Türkiye’de ise hastaya ötenazi uygulayan fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor” diye konuştu.

DOKTORU: BÖYLE BİR OLAY GÖRMEDİM

Fatih Biricik’in ilaçla tedavisini sürdüren doktorlardan biri de İzmit’deki Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Kazım Uygun. Uygun, Fatih Biricik’in ameliyatlarının 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapıldığını, kendisine geçen yılın Temmuz ayından beri ilaçla tedavi uyguladığını belirtti. Uygun şöyle konuştu, “Fatih genç olduğu için hastalığı bir türlü kabullenemedi. Anne ve babası O’nun için çok fedakarlık yaptılar. Hastalık karaciğere sıçramıştı. Ağır bir vaka idi. Eve çıkmak istedi. 10 günden beri evde tedavi görüyordu. Meslek hayatımda ilk kez böyle bir olayla karşılaştım. Olayı duyduğumda şok içinde kaldım. Aileyi yakından tanımıştım. Çok üzgünüm”

ÖTENAZİ NEDİR?

ÖTENAZİ, "ölümün kaçınılmaz olduğu ve tıp biliminin var olan verilerine göre iyileştirilmesi olanağı olmayan veya dayanılmaz acılar içinde olan kişinin tıbbi yollarla öldürülmesi veya tıbbi yardımın kesilerek ölüme terk edilmesi" şeklinde tanımlanır. Ötenazi aktif ötenazi ve pasif ötenazi olarak ikiye ayrılır. Aktif ötenazide hastaya direkt bir müdahale söz konusuyken, pasif ötenazide tıbbi destek üniteleri ve yardımları hasta için durdurulur. Türk Ceza Kanunu’nda ötenazi ile ilgili özel bir hüküm bulunmaması nedeniyle, bu fiil Türkiye’de kasten adam öldürme suçlarına girer.

Kaynak: Yeni Yüzyıl / Cengiz Erdil
http://www.milliyet.com.tr/fatih-biricik-cinayetine-gundem-2219475/
 
23 yaşında bi genç neden kolon kanseri olur ki ya, çok üzücü bir durum, ikisininde psikolojisi bozulmuştu belkide, çok çok zor
 
Acı bir durum, Allah hepsine sabır versin.

Ötenazi konusunun müslüman bir ülkede kabul edilebileceğini sanmıyorum, ucu hep dine dayandırılıcaktır.

Ayrıca bu davada adam ötenazi yaptı diye savunulursa ve beraat ederse önüne çıkan ötenazi yaptım diye hasta öldürebilir. Bu da mantıklı değil, ötenazi yasal olmalı ve bilinçli yapılmalı, beynine tüfek dayamak nasıl birşeydir, ne bileyim Allahım sen herkesi koru ama her hasta yakını böyle yapsa ne hale gelirdik? Benim tanıdığım iki kişi bu hastalığa yakalandı, dağ gibi insanlar küçücük kaldılar ve öldüler, gerçekten çoook zor ama yinede kafaya tüfek dayamanın savunması olamaz. Keşke sağlık ekiplerinden yardım isteyip ağrı kesici falan verdirseydi, bu şekilde ne olursa olsun evlat katili olmuş oldu.
 
Rahmetli ablam o kadar cok acı cekiyordu ki bunu kimseye anlatamazsın kimse de anlayamaz benim annem bile ablamı öldürmeyı ya da ötenazi yaptırmayı düşündü dayanamıyor insan evladının o haline hele evladın ölmek istiyorum diye geceler boyu feryat ediyorsa annesine ölmek istiyorum Allahım al canımı nolur diye feryat ediyorsa buna hangi ana hangi baba dayanır? Hangi kardeş Allah'a artık ablamın canını al diye dua eder..

:KK43: :KK43: :KK43: neler yaşadık neler

Bu aileyi anlayabiliyorum baba açısından da hele o kadar kotü bir durum ki şu an yaşananlar..

Rahmetli olan genç de ne kadar yakışıklıymış benim ablam da çok güzeldi dünya güzeliydi.. acıları dinmiştir artık inşaAllah bir de Rabbim o babayı affeder diye umuyorum :KK43:
 
Son düzenleme:
Acı bir durum, Allah hepsine sabır versin.

Ötenazi konusunun müslüman bir ülkede kabul edilebileceğini sanmıyorum, ucu hep dine dayandırılıcaktır.

Ayrıca bu davada adam ötenazi yaptı diye savunulursa ve beraat ederse önüne çıkan ötenazi yaptım diye hasta öldürebilir. Bu da mantıklı değil, ötenazi yasal olmalı ve bilinçli yapılmalı, beynine tüfek dayamak nasıl birşeydir, ne bileyim Allahım sen herkesi koru ama her hasta yakını böyle yapsa ne hale gelirdik? Benim tanıdığım iki kişi bu hastalığa yakalandı, dağ gibi insanlar küçücük kaldılar ve öldüler, gerçekten çoook zor ama yinede kafaya tüfek dayamanın savunması olamaz. Keşke sağlık ekiplerinden yardım isteyip ağrı kesici falan verdirseydi, bu şekilde ne olursa olsun evlat katili olmuş oldu.

Bu olay ötenazi sayılamaz bence. Sonuçta ötenazi değil, kasten öldürme. Ama umarım ötenaziye az da olsa dikkat çeker.

Bu kadar ölmek istiyorsa keşke babasını evlat katili yapmadan kendi son verseydi hayatına. Çok zordur mutlaka öyle bir karar vermek, hayal bile edemem; ama sonuçta bak adam evlat katili oldu.

Ayrıca katılıyorum bu ülkede ötenazi falan olmaz. "Dinde zorlama yoktur" deyip her şeyin ucunu dine dayandırmak da ayrı bir kafa ya neyse. Dine çekmeyeyim konuyu.

Keşke insanların geri dönüşsüz bir evreye girdiklerinde huzur içinde hayatlarını sona erdirme hakları olsa.
 
Ben babaya kızamıyorum ya, kızamıyorum. Oğlunu acılar içinde öldür beni diye yalvarırken görmek mi daha kötü, yoksa oğlunu bu duruma dayanamayıp ellerinle öldürmek mi daha kötü, aklım yetmiyor düşünmeye...
Ötenazi hakkının olmasını destekliyorum.
 
Hukuken sonuç ne olur bilmiyorum, merakla bekliyorum sonucu.. Büyük ihtimalle kasten öldürmenin nitelikli halinden hüküm giyecek. Sanmıyorum savunmanın işe yarayacağını ve o babanın da bunu umursadığını.

Çocuğum yok, evlat sevgisinin ne olduğunu bilmiyorum. Ama onun canını kendi ellerinle almak istemek için çok çok fazla acı çekmesi gerektiğinden eminim. Babaannemi ve bir sürü akrabamı kanserden kaybettik. Hepsi dağ gibi insanlarken bir kaç ayda tarifsiz acılarla eridi gitti gözümün önünde. Babaannemin başında lütfen artık ölsün diye dua ettim ben ağlaya ağlaya. O an bana beni öldürün dese tepkim ne olurdu bilmiyorum. Yakında öleceği neredeyse kesin olan sevdiğinin acı çekmesini izlemektense süreci hızlandırmak daha mantıklı gelebilirdi belki de, bilemiyorum. Pek sağlıklı düşünülmüyor o sırada.
O baba da neler hissetmiş, neler düşünmüş olmalı kim bilir.
Ötenazi kesinlikle yasal olmalı bunu dine aykırı görenler varsa reddetmekte serbest olacak zaten. Tabii hepsi hayal. Baba herkes tarafından evlat katili cani ilan edildi bile.
 
X