Dünyada yükselmeyen gıda fiyatları Türkiye'de neden artıyor?

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.301
42.832
Dünyada yükselmeyen gıda fiyatları Türkiye'de neden artıyor?
Özge ÖzdemirBBC Türkçe
_95885246_gettyimages-576870900.jpg
Telif hakkıAFP
Türkiye'de yıllık enflasyon Nisan ayında yüzde 11,87 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre TÜFE'de (Tüketici Fiyat Endeksi) yıllık en yüksek artış yüzde 21,65 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti.
Ulaştırmada yükseliş yıllık yüzde 17,94 olurken gıda ve alkolsüz içeceklerde artış ise yüzde 15,63 oldu.

Gıda enflasyonu uzun zamandır enflasyonun yükselişinde başı çeken kalemlerden.

Enflasyon içinde ağırlığı yüzde 21,77 olan gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunun Mart ayı yıllık enflasyonu yüzde 12,53 olmuştu.

Ekran Alıntısı.PNG

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nisan ayında gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu'nun (PPK) toplantı notlarında gıda enflasyonunda gerçekleşen bu yükselişe dikkati çekti.

PPK, tüketici enflasyonundaki yükselişin Mart ayında temel belirleyicisinin yıllık gıda enflasyonu olduğunu aktardı.

'Gıda Komitesi ile yükseliş sınırlanacak'
TCMB, geçtiğimiz hafta açıkladığı Nisan Enflasyon Raporunda ise 2017 yılı ilk çeyreğinde gıda enflasyonunun yüzde 12,53 ile Ocak Enflasyon Raporu öngörülerinin üzerinde gerçekleştiğini vurguladı.

TCMB'ye göre gıda enflasyonundaki yükselişe sebep olan etmenler şöyle:
  • Olumsuz hava koşullarının gıda arzı üzerindeki yansımaları
  • Türk lirasındaki değer kaybı
  • Meyve-sebze ihracatında son dönemde yaşanan toparlanma
Raporda, gıda fiyatlarındaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla kurulan 'Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi' (Gıda Komitesi) kapsamında alınacak tedbirlerin önümüzdeki dönemde bu yükselişi kısmen sınırlayacağı beklentisine yer verildi.

Bu yüzden TCMB, gıda enflasyonu öngörüsünü 2017 yıl sonu için yüzde 9 ve 2018 yıl sonu için ise yüzde 7 olarak sabit tuttu.

'Daha pahalı üretim, daha pahalı tüketim'
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan tarım yazarı İrfan Donat, gıda fiyatlarında süregiden yükselişin tarımda yıllardır devam eden kronik sorunlardan kaynaklandığını söylüyor.

Bloomberg HT televizyonunda Tarım-Analiz programını sunan Donat, tarımda yapısal sorunlar çözülmediği, orta ve uzun vadeli bir üretim planı ortaya konmadığı sürece gıda enflasyonunun yükselmeye devam edeceğini ortaya koyuyor.

_95885250_gettyimages-467597474.jpg
Telif hakkıGETTY IMAGES
Donat, gıda enflasyonunun yüksek seyretmesinin sebeplerini ise şu şekilde açıklıyor:

  • Üretim girdi maliyetlerinin yüksek olması: Tarımda üretimin ithalata dayalı olması ve üretimi gerçekleştirmeye yarayan gübre, ilaç ve enerji (mazot) gibi ürünler ile hammadde maliyetlerinin yüksek olması. 'Daha pahalı üretim, daha pahalı tüketime' yol açıyor.
  • Planlama: Üretim iyi planlanamadığı için arz-talep dengesi ile fiyat istikrarının sağlanamaması, etkili bir pazarlama politikası yapılamıyor. Örnek olarak bir yıl patates üretiminden yüksek kazanç sağlanınca ertesi yıl da aynı ürünün yüksek miktarda üretilmesi, arzda aşırılığa ve kazançta düşüşe yol açıyor.
  • Kalkınma planı eksikliği: Kırsal kalkınma politikasının olmaması
  • İklim değişikliği ve mevsim koşulları: Bütün dünyada iklim koşulları yüzünden gıda fiyatlarında oynaklık olsa da Türkiye gıda fiyatlarındaki oynaklık açısından ilk sıralarda geliyor.
  • Perakende tarafında son fiyatların yüksek olması: Yeni perakende yasasıyla halden geçen ürünlerin oranının sadece yüzde 40 olduğunu söyleyen Donat, zincir gıda marketlerinin ise çeşitli gerekçelerle gıda fiyatlarını yüzde 250-400 kâr marjıyla sattığını anlatıyor.
Ekran Alıntısı.PNG

Fiyat farkı yüzde 646'ya çıkıyor
Üreticiden markete gelene kadar tarım ürünlerinde yaşanan fiyat değişimi, gıda enflasyonunun önemli gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) açıkladığı Nisan ayı rakamları da bunun çarpıcı bir örneğini ortaya koyuyor.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu hafta içinde Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının yüzde 646,67 ile en çok kuru soğanda olduğunu açıkladı.

Kuru soğanı yüzde 488,43 ile elma, yüzde 360 ile kuru kayısı takip etti.

Bu fiyat farkının Türkiye'deki gıda enflasyonunun önemli sebeplerinden biri olduğunu Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) kıdemli ekonomisti Abdolreza Abbassian da dile getiriyor.

Türk Lirası'ndaki değer kaybı
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Abbassian, uluslararası gıda fiyatlarında yukarı yönlü bir eğilim yokken Türkiye'de yükseliş görülmesinin yerel gerekçelerden kaynaklandığını açıklıyor.
Ekran Alıntısı.PNG

Abbassian, dünyadaki gıda fiyatları zirve yaptığı dönemlere göre düşüş eğilimindeyken Türkiye'de gıda fiyatlarının artmasının takip edilmesi gerektiğini söylüyor.

FAO tarafından izlenen küresel gıda fiyatları genişleyen arz ve güçlü hasat beklentilerinden dolayı Mart ayında düşmüştü.

Abbassian'a göre Türkiye'de gıda fiyatlarının dünya fiyatlarına göre negatif ayrışmasının ilk nedenlerinden biri Türk Lirası'ndaki değer kaybı.

Türk Lirası 2016 yılında ABD Doları'na karşı yüzde 17 değer kaybı yaşamıştı.

_95885254_gettyimages-513005722.jpg
Telif hakkıGETTY IMAGES
FAO Türkiye'nin gıda güvenliği uzmanı Keigo Obara da sonbahar aylarında yaşanan kuraklığa rağmen Türkiye'de tarım ürünleri arzında bir düşüş olmadığını dile getiriyor.

Obara, Aralık ve Ocak aylarında tarım tarafında yükselen üretici fiyatlarının Türk Lirası'ndaki değer kaybına bağlı olarak artan enerji fiyatlarından kaynaklanmış olabileceğini, bunun da tüketici tarafına yansıdığını söylüyor.

'Spekülasyon ve denetimsizlik'
FAO ekonomisti Abbassian ise Türkiye'de mülteci sayısının yüksek olmasının ve Rusya'nın Türkiye'ye yaptırım uygulama kararının iç piyasada spekülasyona ve denetimsizliğe yol açmış olabileceğini vurguluyor.

Rusya, Kasım 2015'te düşen uçak yüzünden ilişkilerin bozulduğu dönemde Türkiye'deki tarım ürünlerine yaptırım uygulama kararı almıştı. İlişkiler iyileştikten sonra bazı ürünlere uygulanan yaptırım kaldırıldı.

Abbassian, ilk başta bu yaptırımların iç piyasadaki fiyatları düşürmesinin beklenebileceğini, ancak bu durumun fiyat spekülasyonunu artırmış olabileceğini aktarıyor.

Türkiye'de tarıma yatırım yapılması gerektiğini söyleyen Abbassian, çifçiden şehre varana kadar yaşanan fiyat değişimine ayrıca dikkati çekiyor.
http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-39778361
 
Domates 10 lira oldu.
Akp'nin anayasa profesörü burhan kuzu, ahaliye akıl öğretti.
“Mevsiminde yerseniz pahalı olmaz” dedi.
*
Dört dörtlük bilim insanı maşallah.
Hukuktan anladığı gibi tarımdan da çok iyi anlıyor.
*
Dana kıyma mesela…
Mevsiminde yemediğimiz için pahalı.
*
Benzini mevsiminde kullanmıyorsun, sonra dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz diye ağlıyorsun… Sen benzini turfanda kullanmazsan, sera benzin kullanırsan, burhan naapsın?
*
Niye saman ithal ediyoruz?
Mevsiminde yemediğin için.
*
Şimdi bak güzel kardeşim…
*
İskenderun demir çelik.
Ruslar yaptı.
Parasını domatesle ödedik.
Seydişehir alüminyum.
Ruslar yaptı.
Parasını portakalla ödedik.
Aliağa rafinerisi.
Ruslar yaptı.
Parasını salatalıkla ödedik.
Oymapınar barajı.
Ruslar yaptı.
Parasını mandalinayla ödedik.
Çünkü…
Mart 1967'de Türkiye'yle Rusya arasında anlaşma imzalandı, haziran 1967'de Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu anlaşma çerçevesinde, Sovyetler Birliği tarafından Türkiye'de bir demir çelik fabrikası, bir alüminyum fabrikası, bir hidroelektrik santrali, bir petrol rafinerisi, bir sülfürik asit fabrikası, bir lif levha fabrikası, bir cam fabrikası “anahtar teslimi” kurulacaktı. Parasını, teçhizatını, malzemesini Ruslar verecekti, Türk personeli eğitecekti.
*
Hibe değildi.
Peki, geri ödeme nasıl yapılacaktı?
Sebze meyve narenciyeyle!
*
Anlaşmanın dokuzuncu maddesinde aynen şöyle yazıyordu: İş bu anlaşma çerçevesinde, Sovyet teşekküllerince sağlanacak kredi, teçhizat, malzeme, teknik hizmetler ve Türk personelin mesleki eğitim bedeli, narenciye, yaş sebze meyve, kuru üzüm, zeytin ve fındıkla ödenecektir. Geri ödeme bedeli olarak Türkiye'den Sovyetler Birliği'ne ihraç edilecek malların fiyatları, dünya fiyatları esas alınarak tespit edilecektir.
*
İş bu anlaşma çerçevesinde… Türkiye'nin en büyük demir çelik işletmesi İskenderun Demir Çelik'i yaptılar. Seydişehir Alüminyum'u yaptılar. Oymapınar Barajı'nı yaptılar. Aliağa Petrol Rafinerisi'ni yaptılar. Bandırma sülfürik asit fabrikasını yaptılar. Artvin lif levha fabrikasını yaptılar. Çayırova cam fabrikasını yaptılar. Türk sanayisinin omurgasını oluşturan bu hayati tesisler sayesinde, hem onbinlerce insanımız iş buldu, hem de Türkiye milyarlarca dolarlık ithalattan kurtuldu, dışarıya bağımlılığı azaltıldı.
*
Ve, bunların karşılığında tek kuruş ödemedik.
Hepsinin parası domatesle salatalıkla portakalla mandalinayla üzümle fındıkla ödendi.
*
Türk tekstilinin temeli kabul edilen Nazilli Sümerbank basma fabrikası, 1937'de Ruslar tarafından kuruldu. Başlangıçta, Türk personele işi öğretmek için 120 Rus mühendis çalıştı. Kredisi, makinaları, her şeyinin parası narenciyeyle ödendi.
*
Kayseri Sümerbank bez fabrikası, 1935'te Ruslar tarafından kuruldu. Projesi, Nazilli basma fabrikasının da mimarı olan Ivan Sergeyeviç Nikolayev tarafından çizildi, o dönem itibariyle sadece Sovyetler'in değil, dünyanın en önemli mimar-mühendislerinden biriydi. Açıldığı gün üç bin kişiye istihdam sağladı. A'dan z'ye her şeyinin parası yaş sebze meyveyle ödendi.
*
1961'de Arpaçay barajı, Ruslar tarafından yapıldı. 1979'da Orhaneli termik santrali, Ruslar tarafından yapıldı. Ödeme şekli aynıydı, domates kabak biber greyfurttu.
*
Atatürk vizyonuydu.
*
Seneler boyu sorunsuz devam eden anlaşmaların altında İsmet İnönü'nün Celal Bayar'ın Bülent Ecevit'in Süleyman Demirel'in imzası vardı. Hem yurtta sulh cihanda sulh'la düşmanı dost yapmışlar, hem para harcamadan memleketi kalkındırmışlar, hem de Allah'ın bu topraklara bahşettiği tarımsal zenginliği takas aracı olarak kullanıp, köylümüzü çiftçimizi ihya etmişlerdi.
*
Bakmasını bilirsen…
Domatesle fabrika, baraj, rafineri, hidroelektrik santrali yaparsın.
Görmesini bilmezsen…
Menemen bile yapamazsın.
*
(Uçak krizinden beri, Türkiye'yle Rusya arasında domates-buğday üzerinden bilek güreşi yaşanıyordu. Onlar bizden domates almıyor, biz de onlardan buğday almıyorduk. Asrın liderimizle Putin masaya oturdu, uzlaşma sağlandı. Varılan anlaşmaya göre… Onlar bizden domates almamaya devam edecek ama, biz onlardan buğday alacağız iyi mi! Takdire şayan bi anlaşma oldu yani!)
*
Dolayısıyla…
“Ben çobanım” diyen asrın liderimizin burhan kuzu'sunu tebrik ediyorum.
Atatürk Cumhuriyeti'ni beğenmeyip, rejimi değiştiren sayın ahalimizin, domatesi 110 liraya, hatta 210 liraya yemesini temenni ediyorum!

Yilmaz Ozdil
 
Mazot ucuzlamadığı sürece pahalılığa devam
 
Biz de kara düzen var. Sebze tarladan toprağa gelene kadar 5 tüccarı geçiyor. Mağdur olan bi üretici ve bi de tüketici, arada bi dolu komisyoncu (tefeci) var. Bunları aradan çıkartacağız demişlerdi ama yalan.

Aynı şekilde kıyafette de, üreticiden mağazaya gelene kadar bindirdikçe bindiriyorlar. Zaten vergiler Allahlık, devlette ayrı bir komisyoncu..
 
domates yiyemiyorsanız portakal yiyin diyor hollandaya laf çakıyor güya!?:deli::deli::deli:

halbuse Konya kadar dedikleri Hollanda ekonomisi ile bizi 4248248 kere cebinden çıkartır.. neyse efenim uçacağız dediler uçuyorlar işte :KK53:
 
40 milyon dekar tarım arazisini kaybettik, ekilecek alanlar son 10 yılda %8.1 düşüş gösterdi, tarım arazileri yapılaşmaya açıldığı için, biz bunun önüne geçmek yerine tarım arazilerimiz kısıtlı diyerek yurtdışından ekilebilir tarım arazisi kiralama yoluna gittik.

Yerli tohumu yasakladık, çiftçilere yeterli desteği vermedik, mazot fiyatlarına iyileştirme getirmedik, hiçbirşeyi tam manasıyla denetlemedik.

Bu fiyatlar daha da katlanırsa şaşırmayacağım, hala önlem almıyoruz çünkü.
 
40 milyon dekar tarım arazisini kaybettik, ekilecek alanlar son 10 yılda %8.1 düşüş gösterdi, tarım arazileri yapılaşmaya açıldığı için, biz bunun önüne geçmek yerine tarım arazilerimiz kısıtlı diyerek yurtdışından ekilebilir tarım arazisi kiralama yoluna gittik.

Yerli tohumu yasakladık, çiftçilere yeterli desteği vermedik, mazot fiyatlarına iyileştirme getirmedik, hiçbirşeyi tam manasıyla denetlemedik.

Bu fiyatlar daha da katlanırsa şaşırmayacağım, hala önlem almıyoruz çünkü.


dün mü evvelsi gün mü ne deniz bayramoğlunun programında canan karatay vardı, canan hanıma ilgili bir bakan bizzat söylemiş tohumu israilden alıyoruz diye, hibrit tabii...
sonra mercimeği bile kanadadan ithal ettiğimizi söyledi, hemen gidip mutfaktaki yeşil ve kırmızı mercimeğe baktım kanada gerçektende, o ana kadar menşeine bakmak hiç aklıma gelmemişti, kim düşünür ki mercimeği bile ithal ettiğimizi....
 
dün mü evvelsi gün mü ne deniz bayramoğlunun programında canan karatay vardı, canan hanıma ilgili bir bakan bizzat söylemiş tohumu israilden alıyoruz diye, hibrit tabii...
sonra mercimeği bile kanadadan ithal ettiğimizi söyledi, hemen gidip mutfaktaki yeşil ve kırmızı mercimeğe baktım kanada gerçektende, o ana kadar menşeine bakmak hiç aklıma gelmemişti, kim düşünür ki mercimeği bile ithal ettiğimizi....
Çoğu kuru bakliyat ve sebzeyi ithal ediyoruz Chess, domates ve ceviz fideleri İsrail'den, eğer çevrenizde varsa son yıllarda dikilen ceviz ağaçlarına dikkat edin bodur ağaçlardır, ince kabuklu ceviz verir hepsi, bunlar İsrail'den gelen fideler, daha çok mahsül veriyor diye verildi çiftçilere.

Yeşil mercimek, pirinç, aklına gelebilecek her türlü bakliyat yurtdışından ithal, kuru soğan haberini hatırlatırım, kuru soğanı da ithal ediyoruz, Çin sarımsağımız var, eskiden tiftik keçimiz, Karaman koyunumuz vardı, şimdi var mı? Yurtdışından daha çok süt veriyor diye inek ithal ettik, hayvancılık azaldı çünkü gelir gideri karşılamıyor bu da et fiyatlarına yansıdı, kırmızı et ithal ettik.

Yani yediğin, içtiğin, giydiğin, banyoda, mutfakta, sofrada kullandığın ürünlerin büyük bölümü ya ithal veya bu ülkede yabancı şirketlerce satılan Avrupa menşeili ürünler.
Elindeki telefon, evindeki tv, altındaki araba, kullandığın yazılım, satmak için getirdiğin ürünler yabancı.

Ben bu ülkenin üretmemesine kızıyorum, tüm eleştirilerim, söylenmelerim üretmediğimiz içindir.
Dışa bağımlı olduk ve yineliyorum çok değil 5-10 sene sonra üretmediğimiz için kendimize çok kızacağız.
 
X