ATATÜRKÜN General Harbord ve United Press Muhabirine Telgrafla verdiği Mülakatları

Barcman

PR UZMANI
Kayıtlı Üye
1 Mayıs 2007
10.363
31












Birinci Dünya Savaş’ında, General Pershing’in kurmay başkanı bulunan General Harbord 1919 Eylülünde Sivas’a gelir ve burada Mustafa Kemâl’le görüşür, General bir hayli konuştuktan sonra sözlerine şunları ekler:

- Ben bu göreve getirildiğim zaman Türk tarihini okudum. Gördüm ki milletiniz büyük ordular hazırlamış, büyük kumandanlar yetiştirmiştir. Bunu yapan bir millet, mutlâka bir medeniyet sahibi olmalıdır. Bunu beğenirim. Fakat bugünkü durumumuza bakalım. Başta Almanya olmak üzere dört bağlaşıktınız. Dört sene savaştınız, sonuçta yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız bir şeyi, bu vaziyetimizde tek başınıza yapmayı nasıl düşünebilirsiniz? Fertlerin intihar ettiğini vakit vakit görürüz. Şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız!

Atatürk, büyük bir heyecan içinde bu sözlere aşağıdaki cevabı vermişler:

”- Generale teşekkür ederim. Tarihimizi okumuş, milletimizin büyük ordular, büyük kumandanlar yetiştirdiğini, bunun için milletimizin bir medeniyete sahip olması gerektiğini anlıyor ve kabul ediyor. Fakat şunu bilmesini isterim ki biz, emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi alıştıra alıştıra, sefil bir ölüme mahkûm olmaktansa babalarımızın oğlu olma niteliğimizle vuruşa vuruşa ölmeği tercih ediyoruz.”

Atatürk, bu son sözleri söylerken, avucu ile, bir pençeye düşmüş bir kuş işareti yapıyor ve avucunu sıkarak yavaş yavaş ve sefil ölümün şeklini gösteriyor.

Harbord, ve arkadaşları sessizce ayağa kalkıyorlar:

- Biz de olsak öyle yapardık…

Diyorlar ve Atatürk’le arkadaşlarının elini sessizce sıkarak oradan uzaklaşıyorlar.

Vatan, 10 Kasım 1952




“Mustafa Kemâl Paşa’nın United Press Muhabirine Telgraf ile Verdiği Mülâkat”

Amerika ve Avrupa’da kırk, elli milyon okuyucusu olan bin iki yüz gazeteye telgraf haberleri veren United Press’in Roma’daki temsilcisi genel merkezinden aldığı emir üzerine aşağıdaki soruları Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemâl Paşa’ya telgrafla sormuş ve yine telgrafla aşağıdaki cevapları almıştır.

- Zat-ı devletleri, İzmir sorununun barış yolu ile çözülmesi için yeni Yunan hükûmeti ile doğrudan doğruya veyahut bağlaşıkların veya Amerika’nın aracılığıyla görüşmelere girişmeyi arzu ediyor musunuz?

”- İzmir her yönü ile Türk memleketidir, Anadolu’nun ayrılmaz bir parçasıdır.
Kan dökmeğe taraftar olmayan milletimiz haklarının teslim edilmesi ve vatanı derhal boşaltıldığı takdirde uzlaşma ve barış görüşmelerine hazırdır. Bu görüşmenin doğrudan doğruya Yunan hükûmetiyle yapılmasını yeğleriz..
Amerika’nın iyi niyetli aracılığı ve insaniyet girişimini dahi memnuniyetle karşılarız.”

-Sevres Antlaşmasının düzenlenmesi hakkında Türk milliyetçilerinin fikirleri nedir? Sözü geçen antlaşmada ne gibi değişiklikler yapılmasını arzu ediyorlar!

”- Siyasî zafer hukuki, ekonomik ve mallarımızı yok etmeğe ve sonucunda hayat hakkımızı reddederek ve hükümsüz kılmaya yöneltilmiş olan Sevres Antlaşması bizce var olmamıştır. Askeri zafer ve egemenliğimizi sağlayacak bir barış antlaşması amaçlarımızın en kutsalıdır.”

- Sizinle Yunanlılar arasında barış halinin kurulması olasılığı sonucunda Yunanistan’a karşı izleyeceğiniz siyaset ne olacaktır!

”- Yunanlıların Türkiye’ye ilişkin istilâcı isteklerine son vermeleri koşuluyla tarafımızdan takip edilerek siyasetin en hakiki dostluk esasına dayandırılacağından şüphe etmeyiniz.”

- İngiltere Karadeniz ve Akdeniz boğazlarını bırakmak istemediğinden dolayı İstanbul sorununun çözümü için ne gibi düzenleme kabul edeceksiniz!

”- İstanbul olduğu gibi kayıtsız ve şartsız Türk egemenliği altında olmak ve güvenliği korunmak şartlarıyla Karadeniz ve Çanakkale boğazlarında serbest geçiş şartları kararlaştırılabilir.”

- Türk milliyetçilerinin Amerika hakkındaki fikirleri nedir?

”- Türkiye halkı Amerika’yı iyi işler yapan ve insancıl ve özgürlük koruyucusu özellikleriyle tanır. Memleketimiz içerisinde üstlendiğimiz çağdaşlık ve gelişme yolundaki çalışmalarda Amerika kaynaklarından en üst düzeyde yararlanmayı diliyoruz.”

- Gelecekte ne gibi bir siyaset takip edeceksiniz?

”- Memleketimiz haraptır; milletimiz fakirdir, eğitim ve öğretim aşağı düzeydedir, ekonomimiz zayıftır. Memleketimizi geliştirme ve milletimizi aydınlatma ve refaha kavuşturma biricik ve kesin isteğimizdir. Böylelikle barış ve sakinlik içinde uygarlığın ciddî çalışmalarına ihtiyacımız var. Gelecekteki politikamız bu ihtiyaçları karşılamaya yöneltilmiş olacaktır.”

Hâkimiyet-i Milliye, 17 Ocak 1921
 
Senin için bin kere ölünür..
Sana her nefes alışta tekrar aşık olunur ..
 
X